İyi Ki Filmler Var

Ön bilgi: Bloğun önceki Youtube kanalında yer alan ilgili video o kanal kapandığı için artık aktif değil. İlk olarak 22 Ekim 2016 tarihinde film paylaştığım bloğumda yer alan filmlerin sayısı 22 Ocak 2019 tarihi itibarıyla 300'e ulaştı. 2 yıl 3 aylık bir süreye denk gelen bu zaman dilimindeki tüm eserler için bir video hazırlamak istedim. Buna öncelikle #300film için bir görsel düşünmekle başladım. Akla gelebilecek ilk görsel olan 300 yazısının içerisine küçük kareler halinde sığdırılmış film fotoğraflarından oluşan bir görsel yerine daha farklı ve daha yaratıcı bir görsel oluşturmayı amaçladım. Bunun sonucunda aklıma, eğer filmin başında logosunu görürsek o filmin çok iyi bir film olduğuna rahatlıkla inanabileceğimiz ve burada yer alan filmleri izlemeyi çok sevdiğim Criterion Koleksiyonu'nun logosu geldi. 300 sayısını Romen rakamlarına göre 100 anlamına gelen C harfi ile oluşturmak istedim. Criterion'un C'sini üçlü bir halka şeklinde oluşturmaya çalıştım. Hazırladı...

İnsanların yaşadığı sorunların nasıl kolayca düzelebileceğini; yaşamın ütopya olarak görülen yanlarının aslında ne kadar kolay bir şekilde yaşanabileceğini; değişimin, özgürlüğün gücünü ve renklerle yaşanası hayatın tüm güzelliklerini mükemmel bir şekilde anlatan bir film Pleasentville (1998). Bir dizinin içerisine giriveren iki kardeş, orada sadece tekdüze bir şekilde, alışılageldiği şekilde, ezberlenmiş rollerle sadece siyah beyaz yaşanan bir hayatın sıkıcılığını ve eksikliğini görürler. Yaşamın birçok güzelliğinden mahrum ve habersiz olarak yaşayan Hoşkent halkı aslında hiç de hoş olmayan bir hayat yaşadığını anlar. Hoş bir kent elde etmek, hoş bir yaşamı var etmek tıpkı gerçek hayattaki gibi, kolay olmaz. Yüzlerce yıldır yaşanan ve başkalarının hayatlarını da sadece siyah beyaz kılıp kendi düşüncelerini dayatan anlayışların resmedilişi ancak bu kadar güzel bir şekilde yapılabilirdi herhalde. Birçok detayıyla edebiyata, mitlere, ırkçılığa, özgürlüğe, baskıya, yasağa vurgu ...

Gençliğinin ilk yıllarını yaşayan bir kadın karakter üzerinden hayatın tatlı ve acılı yanlarına dair sade bir film Lásky jedné plavovlásky (1965). Hızla gelip geçen bir dönemde tecrübesizlikle ve hayata karşı acemilikle yaşanan birçok macera sonucunda kazanılan dersler yeni ve eski nesil ilişkisinden erkeklerin bu alandaki serbestliğinin kadınlar üzerinde yarattığı etkiye kadar birçok açıdan eğlenceli bir şekilde sunuluyor Bir Sarışının Aşkları (1965) filminde. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0059415/

Vasıf Öngören'in aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanan Zengin Mutfağı (1988) filminde 70'ler Türkiye'sinde yaşanan siyasi olaylara bir zenginin mutfağında dünyadan habersiz bir şekilde yaşayagelen Lütfü Usta'nın gözünden tanık oluyoruz. Tek bir mekânda geçen Zengin Mutfağı (1988) filmi bir sahne eseriymişçesine oyun havasını koruyor. Filmin başrolünde Şener Şen yer alıyor. 15-16 Haziran Olayları'ndan 12 Mart'a kadar birçok tarihi noktaya dikkat çeken eser o ya da bu grupta yer almak zorunda bırakılan insanların birbirlerine karşı yürüttüğü mücadeleyi ve yapılan haksızlıkları başarılı bir şekilde yansıtıyor. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0264205/

Victor Hugo'nun, dünya klasikleri arasında yer alan eseri Notre Dame'ın Kamburu'nun müzikal uyarlaması olan ve ilk olarak 1998 yılında sahnelenen Notre-Dame de Paris bir filmden ziyade bir video kaydı olarak nitelendirilmesi gereken güzel bir yapım. İzleyiciler için canlı olarak sahneye konarken kayda alınmış olan eserde Esmeralda'ya aşık üç farklı karakterin aşklarını edebi ve müzikal güzellikle ona sunmalarını izliyoruz.  Sınıf farklıkları, yaratılış farklılıkları ve inanç farklılıkları taşıyan bu üç karakter, her biri ayrı güzellikte birçok şarkıyı seslendirerek eseri canlandırıyor. Çingene olduğu için dışlanan ve suçlu gözüyle bakılan ikinci sınıf insanların dramına da yer veriyor eser. Esmeralda da çingenedir ancak güzelliğiyle herkesi kendisine aşık edebilecek güçtedir. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0285800/ Filmin izleme linki (1. Perde):  https://www.youtube.com/watch?v=_Q-WDzffoDw Filmin izleme linki (2. Perde):  https://ww...

Senaryosunu Vedat Türkali'nin yazdığı Otobüs Yolcuları (1961) filminde 60'ların İstanbul'unda, saf duygulara sahip halkın bir Türkiye yarası olan işini hakkıyla yapmak yerine çalıp çırparak kâr etmek amacı taşıyan tüccarlar tarafından sömürülmeye çalışılmasını ve buna karşı verilen mücadeleyi izliyoruz. Filmde bir otobüs şoförü olan Ayhan Işık, yolsuz müteahhitin kızı genç Türkan Şoray ile aşk yaşar. Halkın çıkarlarını savunan aydın ve namuslu bir karakter olan şoför, verdiği mücadeleyle doğrunun ve adaletin sağlanmasına yardımcı olur. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0209211/ Filmin izleme linki:  https://www.youtube.com/watch?v=cadQKrKu528&

Çok güzel bir ada sahip olan ve aslında adıyla her şeyi anlatan bir film olan Her Türlü Kuşkunun Ötesinde Bir Vatandaş Üstüne Soruşturma (1970) isimli eserde; önemli bir makamda bulunan ve güç tutkusu altında, güç ile elde ettiği dokunulmazlığı kuralları aşmak için kullanan bir polisin bir cinayet işlemesine rağmen her türlü kuşkunun ötesinde bir konumda olduğu ve yasaları temsil ettiği için sıradan vatandaşlar tarafından yargılanamadığı, kurumlarına zarar gelmemesi için meslektaşları tarafından da korunduğu eleştirel ve politik bir film seyrediyoruz. Güçlü konumlardaki kişilerle ilişki kurma saplantısı olan ve onların bu güçlerini her seferinde göstermelerini isteyerek tatmin olan bir kadınla ilişkisi olan Il Dottore (Doktor) lakaplı başkahraman, sahip olduğu zayıflıkları da mevkisinden gelen güçle kapatarak adeta dokunulmaz bir konumda yer alır. İcracı konumda olan kişilerin icra yetkilerini kötüye kullanmalarının sağlıklı bir devlet düzenini sekteye uğratmak açısından ne kadar...

The Thin Blue Line (1988) belgeselinde Dallas'ta geçen ve duran bir araca rutin bir işlem için yaklaşan bir polis memurunun öldürülmesinin ardından yaşanan adli süreç çarpıcı bir şekilde aktarılıyor. Görgü tanıkları, avukatlar ve yargıç gibi adli sürecin önemli karakterlerinin yanı sıra belgesel çekildiği sırada ikisi de hapiste olan ve olay gecesi araçta bulunan iki kişi de İnce Mavi Çizgi (1988) filminin tanıkları arasında yer alıyor. Yaşanan olayı ve anlatılan farklı hikâyeleri her seferinde tek tek ve sil baştan canlandıran eser bu yönüyle Kurosawa'nın Rashômon (1950) filmindeki anlatım yöntemini kullanıyor. Bir insanın suçsuz yere hapis yatmasına kolayca neden olabilen jüri üyeleri ve çıkarları için yalan yere tanıklık yapan kişilerle beraber adalet kavramının bazen ne kadar yersiz kalabildiği izleyicilere anlatılıyor. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0096257/

İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransa'da geçen Le vieil homme et l'enfant (1967) filminde Yahudi bir ailenin çocuğu olan Claude, daha güvenli olacağı gerekçesiyle bir yakın arkadaşları aracılığıyla ailesi tarafından köy hayatı yaşanan bir kasabada, yaşlı bir çiftin yanına gönderilir. Yahudi karşıtı olan büyükbaba 15 yaşındaki köpeği Kinou'dan sonra vakit geçirebileceği bir arkadaş edindiği için çok mutlu olur. Ülkesini seven ve ülkesinin düşmanları arasında daha az zararsız olsalar da Yahudiler'i de gören büyükbaba Pepe Dupont küçük arkadaşına; düşmanlara karşı duyduğu nefretten, ön yargılardan ve inanışlarından bahseder. Kimliğini saklayarak orada bulunmak zorunda olan minik çocukla ona bir arkadaş gibi bağlı olan büyükbaba sıkı birer dost olurlar. Yaşlı Adam ve Çocuk (1967) savaşın etkilerini, insanların yanlış tutum ve inançlarının akla dayanmayan nedenlerini ve bir çocuk ile bir yaşlının sevgi dolu arkadaşlıklarını harika bir şekilde anlatıyor. Filmin imdb prof...

Rusya'nın yabanıl topraklarında geçen Vozvrashchenie (2003) filminde 12 yıl aradan sonra çocuklarını görmeye gelen bir babanın, oğullarıyla beraber geçirdiği birkaç günde yaşanan; geçmişi, şimdiyi ve baba oğul ilişkisini işleyen dramatik bir  hikâye sunuluyor izleyicilere. Ebeveynler ve çocukların farklı dünyalarını yansıtan Dönüş (2003) eserinde, geçmişine dair pek fazla bilgi sahibi olamadığımız bir babanın yıllar sonra çıkıp gelmesi ve babasızlığın yarattığı sorunları yaşayan çocuklarıyla insanlardan uzak topraklarda birkaç günlük bir geziye çıkması aktarılıyor. Sade ve duru anlatımı doğal güzelliklerle birleşen film, çocukların gözünden kayıp ve yitik bir babayla geçen birkaç günlük yaşamı etkileyici bir şekilde sunuyor. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0376968/

Hayatının bir bölümünü Auguste Rodin ile birlikte geçiren ve ona çalışmalarında yardımcı olan heykeltıraş Camille Claudel'in yaşamını anlatan, her iki sanatçının da eserlerine yer veren, Claudel'in hüzünlü ve etkileyici hikâyesini sinemaseverlere aktaran çok iyi bir film. Bir kadının ünlü bir sanatçı olmasının 21. yüzyıla oranla çok daha zor olduğu 19. yüzyıl sonlarında adını duyurmaya başlayan Camille Claudel, Auguste Rodin ile tanıştıktan sonra hayatında bazı değişiklikler yaşar. Bu değişiklikler Rodin'ın hayatını da etkiler. Claudel, hem özel hayatında hem de eserlerinde Rodin ile birlikte geçirdiği dönemin etkilerini taşır. Güçlü, aykırı ve özgün bir kadın olan Camille Claudel tüm gücüyle sanatını icra etmeye, mücadele etmeye çalışır. Ancak Rodin ile olan ilişkisi onun hayatının geri kalanını olumsuz bir şekilde etkileyen bazı sonuçlara neden olur. Blogdaki film görsellerini genellikle ekran görüntüsü alarak seçiyorum. Bu filmin görselindeki muazzam güzelliği fi...

Arjantin'in küçük bir kasabasında geçen Historias mínimas (2002) filminde saf ve fakir insanların son derece insancıl, sevgi dolu çabalarının ortaya çıkardığı yaşama sevinci dolu, benzer noktada buluşan üç farklı yol hikâyesini izliyoruz. Biri genç ve bebekli bir kadın, biri orta yaşlı ve bol seyahat eden bir pazarlamacı, biri de hayvan sevgisiyle dolu bir yaşlı olan filmin kahramanları küçük kasabalarından yakınlardaki büyük şehre umutlarının, hayallerinin ve sevgilerinin peşinden giderek izleyicilerine sıcak duygular yaşatan bir öykü sunuyorlar. Filmin adı olan Historias mínimas IMDb'de Arjantin Hikâyeleri ismiyle Türkçeleştirilmiş. Ancak filmin adının anlamı bu değil. Araştırdığım kadarıyla minimas kelimesi dilimizde minimum, asgari gibi anlamlara geliyor. Bu nedenle fazlası olmayan, sade olan gibi anlamlara geldiği ve filmdeki kahramanların saflığını yansıtan bir ad olabileceğini düşündüğüm için bloğumda bu filmin Türkçe adı olarak Saf Hikâyeler ismine yer verdim. Doğru...

Adeta Sophia Loren ve Marcello Mastroianni ikilisi için yazılmış başrollere sahip Ieri oggi domani (1963) fiminde bu harika ikiliyi üç farklı hikâyenin içerisinde izliyoruz. İlk bölümde fakir bir aileye sahip olan Loren ve Mastroianni çifti haciz ve ceza yememek için sürekli çocuk yapmaya çalışıyor; çünkü o dönemki yasalara göre hamile ya da yeni doğum yapmış kadınların cezası erteleniyor. İkinci ve daha kısa olan hikâyede Loren'i, yapacak iş bulamayan ve sosyete hayatından sıkılmış bir burjuva olarak, Mastroianni'yi ise bir önceki bölüme göre daha zengin ancak yine de fakir bir rolde görüyoruz. Üçüncü bölümdeki hikâyede ise ikisi de kötü yollarla belirli bir noktaya gelmiş olan kişilerdir Loren ve Mastroianni. Birlikte olmak için her türlü çabayı sarf eden Mastroianni'yi Loren'in yan komşuları adeta çileden çıkarır. Zaman zaman taşıdığı müzikal hava ve eğlenceli anlatımıyla insanın içini ısıtan filmlerden biri olan Dün, Bugün, Yarın (1963) filmi tüm bu eğlences...

Orta Çağ Avrupa'sında geçen Marketa Lazarová (1967) adlı bu Çek filminde etkileyici bir atmosfer içerisinde dönemin inanç ve egemenlik temelli çatışmalarının içinde bir hikâyeye konuk oluyoruz. Siyah beyazlığın ve başarılı görüntü yönetmenliğinin ortaya çıkardığı büyüleyici atmosfer muhteşem bir görsellik içerisinde izleyiciler için sinema değeri çok yüksek bir eser oluşturuyor. Filmde kullanılan ilahiler ve koro müzikleri de yaratılan atmosferi güçlendiriyor. Marketa'nın ailesi olan Hristiyan inanışına sahip Lazarov'larla krala karşı gelen ve pagan (çoktanrıcı, doğaya tapan) Kozlik ailesi arasında bir rekabet yaşanıyor. Bunun yanı sıra bölgeye gelen Saksonyalılar (günümüzde Almanya'nın Çekya sınırındaki bölge) ile Kozlikler arasında da bir savaş yaşanıyor. Marketa Lazarova ismi Lazarov'un kızı Marketa anlamına geliyor. Marketa kendisini Tanrı'ya adamış bir bakiredir ancak babasının, Kozlik'in oğullarından birinin krala karşı birlik oluşturma teklifini red...

Bilimsel veriler ışığında oluşturulmuş sınıfsal düzene sahip olan bir gelecekte geçen Gattaca (1997) filminde kişilerin sahip olduğu genlerin işe alınmak için birinci neden olduğu bir yaşam düzeni içerisine konuk oluyoruz. Doğum öncesinde çocukların nasıl bir görünüme sahip olacağından muhtemel hangi hastalıklara sahip olabileceklerine ve tahmini yaşam sürelerine kadar birçok bilimsel verinin mevcut düzenin en önemli araçları olduğu bu dünyada, bilim açısından değersiz sayılan ancak azmi ve çabasıyla birçok şeyi başaran Vincent'ın verdiği mücadeleyi ve yaşadıklarını seyrediyoruz. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0119177/

Genç yaşta hayatını kaybeden İranlı şair Füruğ Ferruhzad'ın yönetmenliğini gerçekleştirdiği Khaneh siah ast (1963) belgesel filminde; çocuk ve yetişkin cüzzamlıların bir arada yaşadığı ve bakımlarının yapıldığı bir bölgede varlık, yaşam, yücelik, güzellik, çirkinlik, zıtlık gibi kavramlarla dolu etkileyici ve düşündürücü bir eserle karşı karşıya kalıyoruz. Ev Siyahtır (1963)'te zaman zaman şair yönünün edebiliğiyle dış ses olarak sesini duyduğumuz Füruğ Ferruhzad bu kısa filminde hayatın dışlanmış ve görülmek istenmeyen yanlarında yer alan bazı insanlar aracılığıyla izleyicisini düşünmeye sevk ederken etkileyici bir görsellik sunuyor. Belgeselin Türkçe adı olarak Ev Karadır ismi geçiyor ancak filmin özgün adında yer alan ''siah'' kelimesi Türkçede zaten kullanılan ''siyah'' kelimesi olduğu için blogta da bu isimle yayınlamak istedim. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0336693/

İngiltere'de, Londra'da geçen Naked (1993) filminde Johnny eski kız arkadaşı Louise'i bazı zorluklardan kaçmak için ziyaret eder. Dağınık bir hayatı olan Johnny burada Louise ve Sophie ile birlikte bir süre vakit geçirir. Hayata karşı farklı bir tutum sergileyen Johnny bu evden de ayrılarak Londra sokaklarında rastladığı bazı kişilerle sohbet ederek onlarla yaşam, çalışmak ve var olmak gibi konular üzerine konuşur. Yaşadığı bazı sorunlardan dolayı tekrar eve dönen Johnny bazı yeni karakterlerle de tanışır ve hayatını kendi bildiği şekilde sürdürmeye devam eder. Yarattığı garip atmosfer ve kendine has bir tarz taşımasıyla Naked (1993) filmi düşündüren, iyi bir sinema eseri. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0107653/

Yeni olana, yeni çıkmış olana, yeni sunulana büyük bir ilgi bulunuyor. Hakim sinema siteleri, sinema paylaşımcıları, sinema yayıncıları genellikle büyük oranda, yeni olandan bahsediyor. Bir sinema ilgilisinin gerçekten de bu kadar yeniye ihtiyacı var mıdır, yeniye odaklanılmalı mıdır? Sinema, şimdiyle güncel bir sanat dalı mıdır? Sinemaya bir sanat dalı olarak bakıldığında ister istemez diğer bazı sanatlarla kıyaslama yapılabilir. Örneğin edebiyat alanındaki haber siteleri, paylaşımcılar, yayıncılar Bu Yılın En İyi 10 Kitabı diye kaç yayın oluşturuyor? Ya da resim sanatını düşünelim. Bir resim habercisi Bu Yıl Yapılmış Olan En İyi 10 Tablo diye bir haber paylaşır mı? Bir heykel ilgilisi Yıla Damgasını Vurmuş Olan 10 Heykel diyerek bir liste yayınlar mı? Ya da kaç tiyatrosever İlk Kez Bu Yıl Sahnelenmiş Olan En İyi 10 Oyun diye bir liste oluşturur? Hiç gördünüz mü, Bu Yıl Yazılmış En Güzel Şiirler diye bir liste? Bir yıl içerisinde yaratılmış olan tüm eserleri izleyebilmek, görebilmek...

Timothy Treadwell'in hayatını konu alan Grizzly Man (2005) belgeselinde kendisini bozayılara adamış ve yetişkinlik yıllarının büyük bir bölümünü onlarla vahşi doğada, Alaska'da yaşayarak geçirmiş olan bir adamın yaşam öyküsü anlatılıyor. Treadwell'in 2003 yılında bir ayının saldırısı sonucunda ölmesinden 2 yıl sonra yapılmış olan Bozayı Adam (2005) belgeselinin büyük bir bölümünde Timothy'nin kendi imkânlarıyla yaptığı kayıtlarla karşı karşıya kalıyoruz. Ayıların ve hayvanların dünyasını insanların dünyasından çok daha fazla seven ve onlarla olduğu zamanlarda son derece mutlu bir şekilde vakit geçiren Timothy Treadwell adeta kendi hayatını belgeselleştirdiği video kayıtlarında doğa, hayvanlar, insanlar ve bozayılar hakkında neler düşündüklerini, neler hissettiklerini ve bozayılarla beraber nasıl yaşadığını izleyicilerine anlatıyor. Bu nedenle yönetmen listesinde onun da adı olmalı diye düşünüyorum. Bozayıların ve vahşi doğanın tahrip edilmesine karşı mücadele eden T...

Yirmili yaşlarını yaşayan ve üniversite öğrencisi olan Oliver ve Jenny farklı geçmişlere sahip iki kişi olsalar da tüm zorlukları aşıp büyük bir aşk yaşarlar. Oliver zengin bir ailenin ayrıcalıklı çocuğudur. Jenny ise ortalama bir gelir seviyesindeki bir ailenin çalışkan çocuğudur. Aşkı uğruna meydan okuyan Oliver ve aşkını kendi bildiği biçimde yaşamak isteyen Jenny mutlu zamanlar geçirirler. Love Story (1970) filminin ilerleyen bölümlerinde Oliver ailesiyle bağını koparıp kendi ayakları üzerinde ve eşiyle birlikte hayatta var olur. Jenny ise çalışmalarına devam eder. Araya giren kötü bir durum bu güzel aşk için kötü bir haber getirir. İlk olarak üç yıl kadar önce izlediğim Aşk Hikâyesi (1970) adlı bu duygusal ve çok sevdiğim filmi, bloğumda yer vermek ve eseri yeniden hatırlamak istediğim için tekrar izledim. İlk ve ortaokul çağımda okullarda bir kız ve bir erkek arasında duygusal bir durum yaşandığında ya da durum ona yorulduğunda hep bir ağızdan bu filmin unutulmaz müziğini mır...

Gerçek bir hikâyeden yola çıkılarak çekilmiş olan Hachikô monogatari (1987) adlı bu Japon filminde bir köpeği sahiplenen Shujiro Ueno ile Hachi adını verdiği köpeği arasında ortaya çıkan ölmez bağ seyircilere aktarılıyor. İnsan ve hayvan dostluğunun en güzel örneklerinden biri olan bu duygusal hikâyede Hachi sahibine olan sadakatini kaybetmeyerek sevgi dolu bir öykünün başkahramanı oluyor. 2009 yapımı  Hachi: A Dog's Tale filmi de konusunu bu eserden alıyor. O eser IMDb En iyi 250 Film listesinde de yer alıyor. Bir sinemasever olarak bir yeniden çevrim filminin bu kadar saygın bir oluşumdaki bu kadar önemli bir listede yer almasını doğru bulmuyorum. Eğer ikisinden biri listeye alınmalıysa o film, özgün olan bu eser olmalıydı diye düşünüyorum. Bir köpek ile bir insan arasındaki dostluğu konu alan bir diğer film için:  Lassie Come Home (1943) Lassie Eve Dönüyor Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0093132/

Bir bilimcinin, nesnelerin yer değiştirebilmesi üzerine gizlice yürüttüğü çalışmaların olumlu sonuçlanması ve bu haberi bir gazeteciyle paylaşmasının ardından ortaya çıkan gelişmeler etkileyici ve ustalıklı bir şekilde anlatılıyor. The Fly (1986)'da Seth Brundle yeni icadını denerken bir sineğin ortaya çıkardığı karışıklıktan dolayı bazı sorunlar yaşıyor. Yaşanan bu sorunlar bir aşk hikâyesi etrafında anlatılıyor. Film, sahneler ilerledikçe yaşanan değişimle beraber gerginlik ve merak gibi duyguları tetikliyor. Müzikleri, çarpıcı sahneleri ve makyajlarıyla dramatik ve estetik yönünü güçlendiren Sinek (1986) filmi oldukça özel bir bilim korku eseri. Eserin uyarlandığı hikâyeden uyarlanan ilk film için: The Fly (1958) David Cronenberg'in blogtaki diğer filmleri için tıklayınız . Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0091064/

Yasa dışı işlerle hayatını sürdüren Eddie Coyle ellili yaşlarına ulaşmış, geçmişinde hapis yatmış, sıkı bağlantıları olan güvenilir bir kişidir. Silah kaçakçılığı işiyle ilgilenen Eddie, bağlantılarından aldığı silahları bağlantılarına ileterek soygunların ya da cinayetlerin gerçekleşmesine aracılık etmektedir. Alışılageldiği üzere on binlerce dolarlık işlerden ziyade birkaç yüz dolarlık işler gerçekleştiren bir suçluyu izleyicilerine sunan The Friends of Eddie Coyle (1973), kanunun kıskacına giren başkahramanın kendisini kurtarmak için giriştiği çabayı sinemaseverlere aktarıyor. Polis muhbirliği, polis ve suçlular arasındaki bağlantılar sonucunda elde edilen bilgiler ve de yazılı olmayan kurallara sahip bir suçlular dünyası arasında dolaşan Eddie Coyle'un Arkadaşları (1973) filmi sade, etkileyici ve seyir zevki yüksek bir eser. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0070077/