Kayıtlar

Ağustos, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Johnny Got His Gun (1971) Johnny Silahını Kaptı

Resim
İzlemeye başlamadan önce, ''bir savaş filmi, acaba izlemesem mi, başka filmler izleyebilirim, yeterince savaş filmi yapılmadı mı zaten'' gibi düşünceler içeren bazı yanlış ön yargılar  taşıdığım Johnny Got His Gun (1971) filmi, farklı ve etkileyici anlatımı, sadeliği, empatiyi ön plana çıkaran yaklaşımı ile çok değerli bir sanat filmi niteliği taşıyor. Savaş, kendi suçunuz olmamasına rağmen bir şeyler ve sözde demokrasi uğruna ölüme gitmek konusunu çok güzel bir şekilde işleyen, I. Dünya Savaşı sırasında geçen Johnny Got His Gun (1971) filminde bir askerin hayatını, yaşadıklarını sorgulamasını, düşlerini seyrediyoruz. Yönetmen Dalton Trumbo, aynı isimli romanını sinemaya aktarmış. Johnny, cephede çok kötü bir şekilde yaralanır ve artık bir nevi yarı ölü hale gelir. Çünkü sadece başını oynatabilmektedir. Kollarını, ayaklarını kullanamaz (bunlar zaten artık yoktur); göremez, sesini duyuramaz. Onun yaşamasına izin veren doktoru, böyle bir bilimsel fırsatı kaçırmak iste

Waiting for Godot (2001) Godot'yu Beklerken

Resim
Samuel Beckett'in bir dünya klasiği olan tiyatro eseri Godot'yu Beklerken, bu filmde bir filmden ziyade bir tiyatroda bir tiyatroyu izler gibi izleyicilerle buluşuyor. O nedenle oyunun bir sinema uyarlaması demek istemiyorum bu güzel filme.  Waiting for Godot (2001)'de iki arkadaş, Vladimir ve Estragon, ıssız bir yol kıyısında Godot adındaki bir kişiyi beklerler. Bu arada birbirleriyle içinde bulundukları durum ve başka konular hakkında sohbet ederler. Yoldan geçen Pozzo ve onun kölesi Lucky ile tanışırlar. Zaman geçer, onlar bekler ama Godot bir türlü gelmek bilmez... Film bir stüdyoda çekilmiş olduğu için kısıtlı bir alan içerisinde hikayeyi izliyoruz. Bu da filmi filmden çok tiyatroya yaklaştırıyor. Sinemanın teknik imkanları içerisinde açık alanda çekilmiş olmasını daha çok isterdim bu çok güzel filmin. Tiyatrosunu canlı olarak izlemeyi en çok istediğim eserlerden olan Godot'yu Beklerken'in bu yorumunu kitapla da kıyasladığımda gördüm ki film esere büyük

Insomnia (1997) Uykusuzluk

Resim
Kuzey Kutbu yakınlarındaki bir kasabada meydana gelen ve 17 yaşındaki bir kızın öldürüldüğü cinayeti araştırmak üzere İsveç'ten Norveç'e geçen Jonas ve Erik adlı iki polis, katili aramaya başlar. Bulunulan mevsimde güneşin batmaması dolayısıyla asıl dedektifimiz Jonas uykusuzluk problemi yaşar ve cinayeti araştırırken bir yandan da bu sorunla baş etmeye çalışır. Zanlıyı kovalarlarken sisli bir ortamda yanlışlıkla ortağı Erik'i vurur. Jonas, bu büyük hatayı gizlemek için suçu katilin üzerine yıkmaya çalışır. Insomnia (1997) soğuk iklimlerde geçen ve fiziksel koşulların da hikayeye etki ettiği iyi bir cinayet filmi. Christopher Nolan 2002 yılında bu filmi kendi yorumuyla ve Amerika'ya uyarlayarak bir nevi yeniden çevirmiş. Al Pacino ve Robin Williams'ın rol aldığı o film de iyi bir film ancak asıl ve orijinal olanın öncelikle izlenmesinden yanayım. Filmin adı, psikolojide uyuyamama rahatsızlığı için kullanılan insomnia teriminden geliyor. Filmin imdb profili

Edipo re (1967) Kral Oidipus

Resim
İtalyan Sineması'nın en değerli yönetmenlerinden biri olan Pier Paolo Pasolini, Edipo re (1967) adlı bu filminde mitolojideki önemli kahramanlardan biri olan talihsiz Oidipus'un hikayesine konuk ediyor bizi. Tragedya yazarlarından Freud'a kadar birçok ismi etkileyen yazgısıyla sanattan bilime, çok sayıda alanda adı yaşayagelmiş olan kahramanımız Oidipus'u, eğer hakkında bilgi sahibi değilseniz ya da çok az bilgi sahibiyseniz, aşağıya görselini yerleştirdiğim, Azra Erhat'ın Mitoloji Sözlüğü'ndeki ilgili maddeden okumanız ve filmi bunun ardından izlemeniz çok yararlı olacaktır. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0061613/ Filmin izleme linki:  (Görsele sağ tıklayıp ''Resmi yeni sekmede aç'' derseniz yakınlaştırarak okuyabilirsiniz.)

Celda 211 (2009) Hücre 211

Resim
Bir hapishanede gardiyan olarak çalışmaya başlayacak olan Juan, işbaşı yapacağı günün öncesinde, daha iyi bir izlenim bırakmak için görev yerini ziyarete gelir. Diğer gardiyanlar tarafından gezdirilirken kendisini bir isyanın ortasında bulur. Ayrı bir bölmede özel olarak tutulan terör suçluları isyancıların gözetimi altına girer. Bu suçlular, örgütlerinin gücü dolayısıyla devletin gözünde daha yüksek önem taşımaktadır. Celda 211 (2009) filminde ilerleyen süreçte isyancılar ve devlet yetkilileri arasında bir pazarlık süreci başlar. Kendisini isyancılara kabul ettiren Juan, isyanın sonlanması ve kimsenin zarar görmemesi için çaba sarf eder. Ancak yaşanan olaylar Juan'ın da bir isyancıya dönüşmesine ve düzene karşı gelmesine yol açar. Celda 211 hapis hayatı, doğru ve suçlu kavramı, adalet, devlet gibi konular üzerine düşündüren etkileyici bir film. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt1242422/

Of Mice and Men (1992) Fareler ve İnsanlar

Resim
John Steinbeck'in ölümsüz eseri Fareler ve İnsanlar'ın, kitabı yeniden okuma isteği duyduracak kadar güzel ve sadık bir sinema uyarlaması. Belki de kitap çok güzel olduğu için yeniden okuma isteği uyandırıyordur; yeniden görüp hatırlandığında. Steinbeck, en önemli eserleri arasında yer alan Fareler ve İnsanlar'da da Amerika'nın tarım işçilerinin hayatına konuk ediyor bizi. Of Mice and Men (1992)'de George ve Lennie adlı iki arkadaşın hikayesini seyre dalıyoruz. George zeki ve mutluluğu sade bir hayatta arayan, başını belaya sokmaktan kaçınan bir insandır. Lennie ise, akıl sağlığı çok iyi olmayan ama arkadaşı George ile beraber hayatta var olmayı başaran kocaman ve aynı zamanda bebek gibi bir adamdır. Lennie ve George'un kendilerine ait bir çiftlikte hayatlarını yaşama hayali vardır. Lennie'nin yumuşak şeylere karşı düşkünlüğü, kasabalar arasında çiftlik işlerinde çalışan iki arkadaşın başını sürekli belaya sokmaktadır. Filmin imdb profili:  https://www

Exotica (1994)

Resim
Kızını cinayet sonucu kaybetmiş Francis'in, üzerinden yıllar geçmiş olsa da toparlanamaması ve hayatında gerçekleştirdiği eylemlerle kızının anısını yaşamaya çalışması anlatılıyor. Eserin adı, filmin önemli anlarının ve tamamına yakınının geçtiği Exotica adlı striptiz kulübünden geliyor. Filmin yönetmeni ise Ermeni asıllı Atom Egoyan. Bu ana hikayenin yanı sıra, başkahramanımızın kızının kaybının gönüllü olarak araştırılmasına katılan ve orada birbirleriyle tanışan, ancak daha sonra ilişkileri bozulan Christina ve Eric çiftinin de hikayesine tanık oluyoruz. Filmdeki bir diğer önemli yan karakterse, değerli hayvan yumurtalarını kaçıran ve yalnız bir hayat yaşayan Thomas. Thomas, Exotica'ya artık giremeyen Francis'e yardımcı oluyor. Exotica (1994) filmini daha güzel kılan şey bana göre filmin sahip olduğu hava. Müzikleriyle, özellikle Everybody Knows şarkısını kullanışıyla bende oldukça güzel etkiler bıraktı bu film. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt01

İyi Ki Filmler Var Hakkında

Resim
2016 yılının ekim ayında açtığım bloğum hakkında tanıtıcı bir yazı yazmaya karar verdim. Bloğumu açarken sevdiğim filmleri paylaşmayı, anlatmayı, insanlara tanıtmayı ve filmler hakkında bir şeyler yazmayı amaçlamıştım. Paylaşımlarımı da bu doğrultuda gerçekleştiriyorum. Bazen de aklıma takılan, bir şeyler yazma ihtiyacı duyduğum ve sinema ile ilgili konularda sinema yazıları etiketi altında yazılar yayımlıyorum. Blogda yer alan tüm filmlerin IMDb listesi için, faydalı bağlantılar kısmında da yer alan bu bağlantıdan yararlanabilirsiniz:  İyi Ki Filmler Var'da Yer Alan Eserler (Movies in the Blog) Adı ve Anlayışı Her Gün Bir Sanat Filmi adını alırken konu üzerinde detaylı ve uzun bir düşünme gerçekleştirmemiştim. Geçen süre zarfında, şimdi olsa daha farklı bir isim tercih ederdim diye düşünüyorum. Şu anda da isim değişikliği teknik olarak yapılabilir ama yaklaşık iki yıldır bu adı kullandığım, bu adla sosyal medya hesapları ve e-posta adresi açtığım için Her Gün Bir Sanat Fi

The Comfort of Strangers (1990) Yabancıların Rahatlığı

Resim
Modern İngiliz edebiyatının önemli yazarları arasında yer alan Ian McEwan'ın, Türkçede Yabancı Kucak adıyla yayımlanan romanından uyarlanan bir film. Bu filmden bloğumda ilk olarak Yabancı Filmlerin Türkçe Adları başlıklı yazımda bahsetmiştim. Yıllar önce okuduğum bu romanda hikayenin nerede geçtiğine dair bir bilgi olmadığını hatırlıyorum. Kitabı filme uyarlayan yönetmen Paul Schrader hikayeyi Venedik'e yakıştırmış olmalı ki filmi burada çekmiş. Filmin senaristliğini ise önemli bir oyun yazarı olan Harold Pinter yapmış. Sevdiğim filmler arasında yer alan The Comfort of Strangers (1990), yıllar sonra yeniden izlediğimde hüzünlü, bir yandan da güzel filmlerin sonunda duyulan bir etkiyi bir arada bıraktı üzerimde. Gün batarken izlemeye başlayıp, artık hava karardığında filmin bitmiş olması ve filmdeki hikayenin de bu duruma benzer bir özellik göstermesi de bunda bir etken olabilir. Ama en önemli etkenlerden biri şüphesiz ki Venedik. Uzun bir süre yaşanırsa insanı hüzne boğac

Bad ma ra khahad bord (1999) Rüzgar Bizi Götürecek

Resim
Bir filmi anlatırken genellikle olaylardan bahsedilir. ''A kişisi bir yerden bir yere gider. Bir sorunu vardır ya da bir sorunla karşılaşır. O sorunu çözmeye çalışır,'' gibi. Olaylardan ziyade olgularla dolu bir film olan Bad ma ra khahad bord (1999) bizi komşumuz İran'ın çorak topraklarına götürüyor. Köy halkının yaşayışı, kültürü, hayata bakışı gibi birçok konuda şiirler ve şiirsellik içerisinde yaşamı seyre dalıyoruz. Filmi seyrederken Fars dilinin Türkçeye geçmiş hanım, baba, siyah, hemşehri, şirin, hiç, eğer, pencere gibi birçok kelimesi kulağımızda tanıdık bir iz bırakıyor. Not (09.05.19): Filme adını veren Furuğ Ferruhzad şiiri, şairin toplu şiirlerinin YKY baskısında Rüzgar Bizi Götürecek şeklinde çevrildiği için ilk başta Türkçe adını Rüzgar Bizi Sürükleyecek şeklinde yazdığım adı bu çeviriyi baz alarak değiştirdim. Ne zamandır paylaşma isteği duyduğum bu güzel Abbas Kiarostami filmini birkaç yıl sonra yeniden izleme şansına da erişmiş oldum. Bloğum

Katırcılar (1987)

Resim
Sinemaseverleri ülkemizin doğusuna; oradaki hayata, oradaki zorluklara misafir eden sayılı yönetmenlerimizden olan Şerif Gören Katırcılar (1987)'de böyle bir film sunuyor bizlere. Çekimlerini, Yılmaz Güney'in hapishanedeyken verdiği talimatlarla Şerif Gören'in gerçekleştirdiği  Yol (1982) filmindeki gibi kar çekimleri ile karşılaşıyoruz. Filmin çoğunluğu kar içinde, açık alanda geçiyor. Yöre halkının kaçakçılıkla geçinen üç katırcısı bir gün jandarmalara yakalanıyor. Olumsuz hava şartlarında, adalete teslim edilmek üzere vilayete götürülmeye çalışılıyorlar. Yol boyunca yaşanan zorluklar, insani ilişkiler, doğanın çetinliği içerisinde kimseyi suçlu bırakmıyor. Kaçakçılıkla geçinmek zorunda kalan insanları anlatan bir film için:  Zamani barayé masti asbha (2000) Sarhoş Atlar Zamanı Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0967942/

Goodbye Again (1961) Brahms'ı Sever Misiniz?

Resim
Adını ilk olarak muhtemelen Youtube üzerinden radyo tiyatrosu dinlerken duyduğum Brahms'ı Sever Misiniz'in radyo uyarlaması, Bir İdam Mahkumu'nun Son Günü ile beraber en sevdiğim radyo tiyatroları arasında yer alıyor. Bu eski tanışıklıktan sonra bir gün bir sahafta bu güzel romanın jelatinle sarılmış eski bir baskısıyla rastlaşmıştım. Alıp okuma şansına da eriştikten bir süre sonra bu eserin, güzel olduğunu düşündüğüm bir filmi olduğunu görmüştüm. Ancak,  Türkçeye Çevrilmeyi Bekleyen, İzlemek İstediğim Bazı Filmler  listeme eklememe neden olan Türkçe altyazı yokluğu yüzünden filmi izleyememiştim. Ne mutlu ki artık böyle bir sorun yok. Üç ana karaktere sahip Goodbye Again (1961) filminin başrollerini Ingrid Bergman, Anthony Perkins ve Yves Montand gibi üç çok değerli oyuncu paylaşıyor. Üç oyuncu da rollerine tam uyum sağlıyor ve karakterlerini çok güzel yansıtıyor. Paula ve Roger orta yaşlı, serbest bir hayat çerçevesinde ilişkilerini yaşayan bir çifttir. Philip ise,

Maden (1978)

Resim
Adlarını sadece göçükte mahsur kaldıklarında; kaza, ihmalkârlık ve fıtrat sonucu öldüklerinde ya da ramazan ayında sahurlarını yaparken haberlerde duyduğumuz madenciler, fırça gibi bıyıklarıyla bizim madencilerimiz hakkında bir film. Bir sahnede, bir tabeladan gördüğüm kadarıyla, Tunçbilek Madeni'nde çekilmiş. Başrolünde Cüneyt Arkın ve Tarık Akan'ın yer aldığı Maden (1978) filminde, kötü çalışma şartlarına ve sadece parayı düşünen sermaye sahiplerine karşı bir mücadele başlatmaya çalışan madencilerin hikayesini izliyoruz. Sinemamızın toplumcu yönünün değerli bir ürünü olduğunu düşündüğüm bu film, zaman zaman biraz didaktiklik kazansa da; madenlere inip, o işçilerin hikayesini bizlere taşımasıyla sinemamızın özel bir eseri. Sinemamızın; içimizden, hayatımızdan, sorunlarımızdan daha çok bahsetmesi dileğiyle... Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0183459

Serpico (1973)

Resim
Sinema sanatının en değerli yönetmenlerinden biri olan Sidney Lumet, başrolünde Al Pacino'nun yer aldığı bu filminde polislik kurumunun suçlarla mücadele ederken suça bulaşmasını ve buna karşı gelen ender iyi polisleri anlatıyor. Gerçek olaylara dayanan ve Frank Serpico'nun biyografi kitabına dayanarak senaryolaştırılan eser, günümüzde hala hayatta olan ve 80'li yaşlarını yaşayan Frank Serpico'nun verdiği mücadelenin sinemasal bir anlatımı niteliğinde. Bu paylaşımımdan 6 paylaşım önce yer verdiğim Prince of the City (1981) filminde de polis ve devlet kurumlarındaki yozlaşmayı, devlet düzeninin suç işleyerek suçu önleyen bir yapı taşımasına neden olan kara noktalarını anlatan yönetmen, Serpico (1973)'te de bu konunun üzerine gidiyor. Serpico, başrolünde Al Pacino'nun yer alması dolayısıyla Kentin Prensi'ne oranla çok daha popüler bir film olsa da ve daha çok, rastlanma ihtimali daha az olan filmlere yer vermeye çalışsam da yönetmenin benzeri konuları işled

Der Name der Rose (1986) Gülün Adı

Resim
Dün bloğumda Sean Connery'nin oynadığı Dr. No (1962)  filmini paylaşırken aklıma Sean Connery'nin rol aldığı Der Name der Rose (1986) filmi geldi. Bu filmi zaten paylaştığımı zannediyordum. Hatta bu zannım sonucunda  Bir Kitaptan Uyarlanan Filmler ve Yaratılan Filmler başlıklı yazımın görseline Gülün Adı romanını da almıştım. Ancak fark ettim ki bu değerli eseri paylaşmamışım. Umberto Eco'nun modern dünya edebiyatında önemli bir yer edinen Gülün Adı romanından uyarlanan filmde Orta Çağ'da bir manastıra konuk oluyoruz. Karanlık işlerin ve gizemli olayların döndüğü bu manastıra gelen bir rahip sorunları aydınlatmak için genç yardımcısı ile beraber çalışmaktadır. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0091605/

Dr. No (1962)

Resim
Dr. No (1962) James Bond filmleri diye bir alan oluşturan James Bond Filmleri'nin ilk eseri. Başrolünde çok değerli ve özel bir oyuncu olan, daha önce bloğumda, rol aldığı The Man Who Would Be King (1975) Kral Olacak Adam  filmine yer verdiğim ve hala hayatta olan Sean Connery'nin yer aldığı bu film; sanat ya da düşün alanı açısından değil de bir tarza sahip olmak ve tropik iklimlerde kısa bir macera yaşamak açısından değerli, şık bir film. Devam filmi için: From Russia with Love (1963) Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0055928/