İyi Ki Filmler Var

Ünlü ve saygın bir edebiyatçı olan, evli ve bir çocuk babası orta yaşlı Pierre Lachenay bir gün Lizbon'daki bir konferansa giderken bir hostes olan Nicole ile tanışır ve onunla ilişki kurar; bu ilişki aldanan aldatan ve aldatılan üzerine iyi bir film çıkarır ortaya La peau douce (1964)'te. Kaçak hayatı yaşamaya başlayan yasak çift, çeşitli zorluklarla ve çeşitli mutluluklarla dolu zamanlar geçirirken Pierre Lachenay Nicole'ün yanı sıra aynı zamanda eşi ile olan ilişkisini de düşünmek zorundadır. Bir yandan bir yasak ilişkiyi ahlaken yargılamadan bizlere sunan Yumuşak Ten (1964) filmi bir yandan da sert bir ahlaka sahip. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0058458/

Bir filme dair görmek istemediğim bir görüntü varsa o da kamera arkası görüntülerdir. İnsana izlediğinin yalan olduğu ancak bu kadar sert şekilde onun yüzüne vurulabilir. Bir sinemasever olarak filmlerin kamera arkası görüntülerini görmek o filmin inandırıcılığını, etkisini ve büyüsünü zedeliyor gözümde. Eğer bir yönetmen olsaydım asla filmimin kamera arkası görüntülerinin paylaşılmasını istemezdim. Çünkü sinema filmiyle söylenen kutsal yalanın artık gerçek bir günaha dönüştüğü bir durum çıkarıyor ortaya bu görüntüler. Filmde etkilendiğim ve filmin sonunda ölen karakter o filmlik ölsün. O sahneden sonra o ortamda neler yaşandığını görmeyeyim. Film bana ne gösterdiyse onu izleyeyim. Baş döndüren harika bir çekimin nasıl yapıldığını, o an oyuncuların nasıl bir sahtelikle ve kameramanların nasıl ustaca ve mekanik bir sahtelikle bizleri kandırdığını kamera arkası görüntülerle görmek istemiyorum. Kahramanlarımız öpüşürken onları ayıran, onlara bu sahneyi tekrar tekrar çektiren bir yönetmen

Mussolini iktidarındaki İtalya'da geçen ve başrolünde Jean-Louis Trintignant'ın yer aldığı, Alberto Moravia romanından uyarlama Bernardo Bertolucci filmi olan Il conformista (1970)'de; tamamen normal bir insan olmak isteyen ve devrin adamı olmayı seçen Marcello'nun faşizme bulanan yaşamını izliyoruz. Normal bir insan olmayı adeta hayatının amacı haline getirmiş olan ve gençliğinde parlak bir öğrenci olan Marcello, faşizmin maşası olarak faşizmin sürmesine katkı verir ve bununla yüzleşir Uymacı (1970) filminde. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0065571/

Tamamı mahkeme binasında geçen Gett (2014) filmi; yıllar süren bir dava üzerinden Yahudilik kuralları gereği boşanmak için kocasının onayını almak zorunda olan Viviane Amsalem'in sürdürdüğü mücadeleyi ve bu kuralın yol açtığı sorunları anlatıyor. Dindar bir insanla dindar olmayan bir insanın sorunlu evliliğine dair çeşitli detaylara da eriştiğimiz mahkeme boyunca Boşanma (2014) filminde; Yahudilik kurallarının artık tıkandığı ve erkeğin eşine boşanma hakkını vermeyerek ona zulmetmeye başladığı bir sistemin içerisinde kadınların konumuna ve karakterlerimizin hikâyesine konuk oluyoruz. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt3062880/

İskoçyalı bir genç doktor, tesadüfen çalışmaya başladığı Uganda'da bir darbe sonrasında başa geçen Idi Amin'i bir gün tedavi eder ve onunla kurduğu dostluk sonucunda bu diktatörün başdanışmanı haline gelir The Last King of Scotland (2006) filminde. Gerçek olaylardan ve kişilerden esinlenilerek çekilmiş olan İskoçya'nın Son Kralı (2006) filmi, sömürgecilik ve diktatörlük gibi konularda değerli bir hikâye anlatırken bunu gittikçe gerçekleri görmeye başlayan Doktor Garrigan karakteri üzerinden bizlere sunuyor. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0455590/

Yapısı gereği nazik bir adam olan IRA üyesi Fergus, kaçırdıkları bir Amerikan askerinin gözetimini gerçekleştirirken onunla dostluk kurar ve onun isteğini yerine getirmek üzere bilinmezlerle dolu bir yaşama yelken açar The Crying Game (1992) filminde. Rehine ve rehin alan ilişkisine nezaketi katarak insanın içindeki iyiliği öne çıkaran bir öykü anlatan Ağlatan Oyun (1992) filminde Fergus, birkaç günde dostu oluveren rehinenin hayatında önemli bir yer tutan Dil ile ilişki kurar ve günahlarından kurtulmak ister. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0104036/

17 yaşında hayalperest bir gençken bir polisi bıçaklayan Muhsin Mahmelbaf'ın bu anısını söz konusu polisi de esere katarak filme dönüştürdüğü Nun va Goldoon (1996)'da gerçeğin ve gerçekten umulanların ortaya çıktığı gerçek bir eser izliyoruz. Gerçekliği yeniden yaratmak konusunu işleyen Ekmek ve Çiçek (1996), bir film yapma filmi olarak da ilerleyen kurgusuyla bizleri genç Mahmelbaf'ın gençliğine ve genç polisin gerçeklerle yüzleşmesine götürüyor. Filmin imdb profili: h ttps://www.imdb.com/title/tt0117214/

Kuzey Kutbu'nda görevli ABD'li bilimciler ve askerler, başka bir gezegenden geldiğini düşündükleri bir şey keşfederler The Thing from Another World (1951) filminde. İzleyicilerini gökyüzüne bakmaya davet eden Başka Dünya'dan Gelen Şey (1951) filmi bilim kurgu, felaket ve korku türlerini bir araya getiren senaryosuyla bizleri dondurucu soğuğun içerisinde bir şey ile karşı karşıya bırakıyor. İnsansoyu bu şeye nasıl yaklaşacaktır? Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0044121/

Alelade bir hayat süren  Haddonfield kasabası sakinleri, çocukların korkulu rüyası öcülerin yetişkinlerin de şüpheleri arasına girdiği bir Cadılar Bayramı geçirir Halloween (1978) filminde. Her şeyin olağan şekilde sürdüğü güzel ve sakin bir kasaba olan Haddonfield, 15 yıl önce yaşadığı elim bir olayı acaba yeniden mi deneyimleyecektir? Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0077651

Dört bir yanında zıvanadan çıkmış çetelerin peyda olduğu melekler şehrinde geçen Assault on Precinct 13 (1976) filminde; bir çete, polis tarafından öldürülen bazı üyelerinin öcünü almak için hizmet dışı bırakılmak üzere olan bir karakolu hedef alır ve kötülerle iyilerin, bir de hem iyi hem kötülerin yer aldığı bir eser çıkar ortaya. Kendine ait bir tarza sahip olan, müzikleriyle atmosferini güçlendiren ve inceden inceye bir mizah anlayışı da taşıyan 13. Bölgeye Saldırı (1976) özel bir suç ve baskın filmi. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0074156/

Londra'ya yeni taşınan iki kardeşten Ann'in kızı Bunny Lake anaokulundaki ilk gününde kaybolur; olaya el atan polis bu küçük kızın gerçekten var olup olmadığını sorgular Bunny Lake Is Missing (1965) filminde. Son kozunu filmin sonuna kadar saklama başarısını Laura (1944) 'te de göstermeyi başaran Otto Preminger, gittikçe korkutucu ve gizemli bir atmosfer kazanmayı başaran Bunny Lake Kayıp (1965) filmiyle bizleri bu kızın var olup olmadığı sorusunun peşinde bir öyküye davet ediyor. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0058997/

Manhattan'da geçen ve bir kadının bakış açısından hikâyesini anlatan An Unmarried Woman (1978) filminde; uzun süredir evli olan orta yaşlı ve bir çocuk sahibi bir kadın, kocasının onu terk etmesinden sonra kendisini keşfeder ve yeni şeyler deneyimler. Bir başkarakter filmi olan Evli Olmayan Bir Kadın (1978), başrol oyuncusu Jill Clayburgh'ün yarattığı atmosferiyle bizleri onun canlandırdığı Erica karakterinin yaşamına davet ediyor. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0078444/

Devrim Arabaları (2008) filminin yönetmeni Tolga Örnek'in ilk sinema eseri olan Atatürk (1998) belgeseli; yabancılara Atatürk'ü anlatmak için İngilizce olarak çekilmiş ve Türkçe dublajlı versiyonu da bulunan, yabancı tarihçilerle ve yerli isimlerle yapılan röportajlara da yer veren kıymetli bir eser. Atatürk'ün hayatını 1 saat 20 dakikalık süresi içerisinde başlangıcından sonuna kadar anlatan Atatürk (1998) belgeseli, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal'in Osmanlı Devleti dönemindeki çalışmalarını ve başarılarını, Kurtuluş Savaşı döneminde yaşananları ve Cumhuriyet sonrası Türkiye'sindeki devrimleri anlatıyor. Kurtuluş Savaşı'mızı konu alan detaylı bir dizi için: Kurtuluş (1994) Cumhuriyeti ve Atatürk Devrimleri'ni konu alan ve yukarıdaki dizinin devamı olan eser için: Cumhuriyet (1998) Yabancıların yaptığı bir Atatürk belgeseli için: The Incredible Turk (1958) Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt2597566/ Filmin izleme bağlantı

Garip ve gizemli bir atmosfere sahip, motifinde tarihî İstanbul'un yer aldığı L'immortelle (1963) filminde, zaman boyunca milyonlarca insanın gelip geçtiği bu şehre gelen bir Fransız profesör, tanıştığı bir kadınla ilişki yaşar ve şehri onunla beraber tanır ancak bu esrarengiz kadının kim olduğundan emin değildir. Arka planında ve hatta ön planında İstanbul'un ve bu şehrin tarihinin yer almasıyla, yer verdiği şarkılarla çok özel bir anlam kazanan Ölümsüz Kadın (1963) filmi, tamamını bilmediğimiz yarım sahnelerle bizleri ileriye ve geriye götürerek bir kaybı arıyor; bulduğumuzdan emin olduğumuz bir şey varsa o da İstanbul oluyor...  Filme hakim olan Yeni Roman akımı insan, mekân, zaman ve gerçeklik ilişkisini ön plana çıkarıyor. Eserdeki bazı sahneler Geçen Yıl Marienbad'da (1961) filmini hatırlatıyor. Blogda yer alan İstanbul'da da geçen diğer yabancı filmler: 5 Fingers (1952) , America America (1963) ,  Topkapı (1964) ,  La fille sur le pont (1999) Filmin imdb pro

Liberal bir gazetenin sahibi olan Matt Dayton'ın genç kızı beyaz Joey ile posta emeklisi bir babanın doktor çocuğu siyahi John aşka tutulurlar ve evlenmeye karar verirler; (filmde belirtildiğine göre) 10'dan fazla eyaletinde ırklar arası evliliğin yasak olduğu ABD'de her iki aile de bu evliliğe ön yargıyla yaklaşırlar ve birlikte ilk akşam yemeklerini yerler yolları bayırlı, kırmızı köprülü San Francisco'da, Guess Who's Coming to Dinner (1967) filminde. Spencer Tracy, Katharine Hepburn, Sidney Poitier gibi oyuncuların rol aldığı ve bir tiyatro oyunu havası da taşıyan Bil Bakalım Yemeğe Kim Geliyor (1967); Amerika'daki ırkçılık sorununu ve böyle bir ülkede yaşamanın taraflar için ne kadar zor olduğunu nesiller arası farklılıkları da çatışmasına ekleyerek çok hoş bir şekilde irdeliyor. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0061735/

Birbirlerine zincirlenmiş halde nakledilen bir beyaz ve bir siyah mahkûm, nakil aracının kazası sonucunda kaçmayı başarır ve ırklar arası nefret ile ırklar arası dostluk üzerine iyi bir eser çıkar ortaya Tony Curtis ile Sidney Poitier'nin başrollerinde, The Defiant Ones (1957) filminde. Hapis cezası, mahkûmiyet, zenginlik ve fakirlik, ırkçılık, toplumsal ön yargı, nefret ve hoşgörü gibi kavramları içeren güzel bir kaçış filmi The Defiant Ones (1957). Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0051525/

İhmalkâr ailesi yüzünden eğitimden ve hayatı deneyimleme hakkından mahrum bırakılmış görme engelli bir genç kız olan Selina bir gün bir parkta Gordon ile tanışır ve ortaya empati ve sevgi dolu, insancıl, sıcacık bir film çıkar A Patch of Blue (1965) filminde. Görme engelli Selina'nın ailesi tarafından karartılan dünyası, onun siyahi bir adam olan Gordon ile tanışmasından sonra aydınlanmaya başlar. Bilinçli bir adam olan ve kocaman bir kalbe sahip olan Gordon, bir bebek kadar saf olan ve ne yazık ki ailesi tarafından sömürülmüş olan Selina'dan etkilenir ve onun bir birey olarak var olabilmesi için elinden gelen çabayı gösterir, ırkçı insanların nefretini yıkarak Bir Parça Mavi (1965) filminde. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0059573/

Başrol oynayarak Oscar kazanan ilk siyahi oyuncu olan Sidney Poitier'nin bu ödülü kazanmasını sağlayan Lilies of the Field (1963) filmi; arabasıyla yoldan geçerken karşılaştığı rahibelere yardım eden Homer Smith'in bu dindar insanların bir kilise inşa etme hayaline ortak olmasıyla beraber yöre halkı tarafından imece usulü yapılan bir kilisenin hikâyesini anlatıyor. Avrupa'dan göç etmiş olan rahibeler için çalışmaya başlayan ve kendi başına büyük bir iş başarma hayaline sahip olan Homer Smith; azim, inanç ve öte dünyayı garantilemek gibi amaçlarla kilisenin yapımına yardımcı olan kilisesiz bir kasabanın sakinleriyle beraber mütevazı ancak değerli bir ibadethane inşa eder Çayırdaki Zambaklar (1963) filminde. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0057251/

Çok iyi bir oyundan uyarlanmış ve oyun havasını koruyan bir anlatıma sahip olan A Raisin in the Sun (1961) filmi; siyahi bir ailenin yaşlı erkeği öldükten sonra bu ailenin eline geçen 10 bin doların yarattığı hayaller, kurdurduğu planlar ve bunların ötesinde olan elle tutulamayan değerler üzerine çok iyi bir eser. Güneşte Bir Leke (1961) filmi, Şikagolu siyahi bir ailenin farklı üyelerini tanıdığımız, ırkçılık, dürüstlük, onur, aile kavramı, nesiller arası çatışma gibi konuları işleyen, çok iyi oyunculuklara ve perdede oynanan bir tiyatro oyunu havasına sahip, kıymetli bir film. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0055353/

Bilinçsiz bir babaya, paranoid şizofreni hastası bir anneye sahip olan ve Sybil (1976) filmine adını veren kahramanımız, geçirdiği travmatik çocukluk sonrasında çok kişiliklilik-dissosiyatif kimlik bozukluğu sorunu yaşar; psikanalisti Doktor Wilbur ile beraber Sybil'in karakterlere ayrılmış geçmişine doğru bir yola çıkarız filmde. Ebeveynlerin ve çocukluğun psikolojik açıdan insan üzerindeki etkisini gözler önüne seren ve çok kişiliklilik-dissosiyatif kimlik bozukluğu yaşayan bir karakterin terapisine detaylı bir şekilde konuk olmamızı sağlayan Sybil (1976) iyi ve etkileyici bir film. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0075296/

Zihinsel sorunlar yaşayan öğrencilerin kaldığı bir okulda geçen David and Lisa (1962) filmi; zamanı bir cellat olarak gören ve kendisine dokunulmasını istemeyen David ile şizofreni sorunu yaşayan Lisa'nın ilişkisine konuk olduğumuz sevgi ve anlayış dolu çok iyi bir film. Bilge bir karakter olan ve insanlarla arasına mesafe koyan David, ilginç bir vaka olarak gördüğü Lisa'nın durumuyla ilgilenirken duygularını da hissetmeye başlar ve toplum tarafından dışlanan insanların duyarlılığının yarattığı sımsıcak bir etki çıkar ortaya, konusu ve anlatımıyla kendine has bir konum kazanan David ve Lisa (1962) filminde. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0055892/ Filmin izleme linki:

Çok kişiliklilik ya da diğer adıyla dissosiyatif kimlik bozukluğu konusunu bilimsel bir durum olarak işleyen ilk film olan The Three Faces of Eve (1957); yaşanmış bir vaka hakkındaki psikiyatr raporlarından yola çıkılarak hazırlanmış olan senaryosuyla bizleri üç kişilikli (gerçekteki kadının daha fazla kişiliği varmış) Eve'in hayatına ve onu tedavi etmeye çabalayan Doktor Luther'in çalışmalarına konuk ediyor. Çocuklukta yaşanan travmaların, oluşmasında etkili olduğu bu rahatsızlık, psikiyatr ve danışan ilişkisini başarıyla işleyen Eve'in Üç Yüzü (1957) filminde anlatılıyor. Konuyu bilim açısından ele alışı ve fantastik bir öğe gibi işlemeyişiyle de önemli bir iş başaran eser, çok kişiliklilik sorunundan muzdarip olan Eve'in üçe bölünmüş zorlu yaşamına davet ediyor bizleri. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0051077/

İlk Lassie filmi olan ve başrolünü Pal (1940-1958) isimli collie cinsi dişi köpeğin oynadığı ve çocuk Elizabeth Taylor'ın da rol aldığı Lassie Come Home (1943) filminde; fakir bir ailenin çocuğu olan Joe, ailesinin satmak zorunda kaldığı Lassie ile olan dostluğunu unutamaz, bu sadık arkadaş da Joe'yu. İnsan ve hayvan dostluğu, hayvan sevgisi, sefalet gibi temaları işleyen Lassie Eve Dönüyor (1943) sıcacık bir film. Eser, Eric Knight'ın romanından uyarlanmış. İnsan ve hayvan dostluğuna dair blogdaki bir diğer film için: Hachikô monogatari (1987) Hachi'nin Hikâyesi   Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0036098/

Oliver O'Grady isimli çocuk tecavüzcüsü bir papaz üzerinden, yüzyıllardan beridir yaşanagelen papazların çocukları cinsel olarak istismar etmesi ve kilise kurumunun bunu örtbas etmeye çalışması sorununu kurbanlar ve aileleri ile yapılan röportajlarla, bu sorunla mücadele eden bir papazla beraber anlatan acı bir belgesel Deliver Us from Evil (2006). Kilisenin ve özellikle Katolik kilisesinin yapısını ve toplum içinde konumunu sorgulayan, papazların kurbanı olan çocukların ve ailelerinin yaşadıklarını anlatan, bazı papazlar tarafından kilisenin nasıl bir taciz ve tecavüz yuvasına dönüştürüldüğünü irdeleyen, verilen yasal mücadeleleri izleyicilerine aktaran çok değerli bir belgesel Bizi Kötülüklerden Koru (2006).  Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0814075/

Odunculuk yaparak geçinmeye çalışan, beş çocuk sahibi yoksul bir köylü olan ve Macario (1960) filmine adını veren kahramanımız, ömrü boyunca yarı aç yarı tok yaşamaktan bıktığı için artık yemeğini doya doya ve kimseyle paylaşmak zorunda kalmadan yemek ister; onun bu isteği bizleri masalsı ve harika bir hikâyenin içerisine konuk eder. Sefalet ve refah, yoksulluk ve varsıllık gibi çatışmaların yanı sıra aza kanaat etmekle bolluğa sahip olmayı arzulamak gibi uç noktaları içerisine alan eser; tüm bunları ölüm, kilise gibi noktaları da hikâyesine ekleyerek felsefî, eleştirel, sembolik bir düşünsellikle izleyicilerine sunuyor. Macario (1960) filmi masum hayallerini yaşamak isteyen iyi kalpli bir adamın etkileyici ve düşündürücü öyküsüne davet ediyor bizleri. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0054042/ Filmin izleme bağlantısı:

Ekonomik sorunlar içindeki Polonya'dan bir aylığına kaçak işçi olarak İngiltere'ye gelen dört kişi, patronlarının Londra'daki evini kullanıma hazır hale getirmek için ona verilen bütçeyi yöneten Nowak'ın kontrolünde zorlu çalışmalara başlar Moonlighting (1982) filminde. Nowak karakterinin anlatımıyla izlediğimiz Ay Işığı (1982) filmi; sömürülenin bir kez daha sömürülmesine inen hikâyesinin içerisinde, işçi arkadaşlarını yönetmek ve onları ülkesindeki gelişmelerden uzak tutarak işe konsantre etmek için çabalayan ve elindeki bütçeden nasıl kâr elde ederek eşine güzel hediyelerle dönebileceğinin hesabını yapan Nowak'ın yaşadıklarına konuk ediyor bizi. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0084354/

Gerçek bir davayı konu alan Reversal of Fortune (1990) filmi; idealist bir avukat ve aynı zamanda bir akademisyen olan Alan Dershowitz'in, zengin eşini öldürmekle suçlanan gizemli bir adamın savunmasını üstlenmesinden sonra bizleri gerçeğin, teorilerin ve emin olunamayan bir adaletin içerisine davet ediyor. Jeremy Irons'ın canlandırdığı, iz bırakan Claus von Bulow karakteri ve onu savunan bir profesör ve onun ekibi ile beraber, komada olan ve uzun bir süre daha komada olması beklenen Sunny von Bulow'un bu hale nasıl geldiğine dair farklı bakış açılarıyla dolu, gerçeği ve adaleti sorgulayan bir film Talihin Dönüşü (1990).  Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0100486/

Jean Dark'ın Çilesi (1928) 'in yönetmeni Carl Theodor Dreyer'in bir oyundan uyarladığı Ordet (1955); 20. yüzyılın başlarında, Danimarka kırsalındaki bir kasabada aynı dinin farklı yönlerine kayarak birbirlerinden uzaklaşmış olan toplulukların içerisinde, inanç ve mucizeler üzerine bir hikâyeye konuk olduğumuz harika bir film. Söz (1955) filmi inanç ve inancın yarattığı düşmanlıklar üzerine güzel bir hikâye anlatırken, bilim ve mucizeler, gençler ve yaşlılar gibi farklı uçları da bir arada barındırarak etkileyici bir öykü çıkarıyor ortaya. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0048452/

1949'da Çin Komünist Partisi'nin bu ülkede üstünlüğü ele geçirmesiyle beraber Tayvan'a sığınan milyonlarca Çinli aileden birkaçının hikâyesine konuk olduğumuz Gu ling jie shao nian sha ren shi jian (1991) filminde; ergen karakterler üzerinden çeteleşme, kimlik edinme, arkadaşlık, baskıcı eğitim, aşk temasını ve o dönemki siyasi korku ortamını konu alan bir eser izliyoruz. Dört saatlik bir uzunluğa sahip olan Parlak Bir Yaz Günü (1991) filmi, yabancı bir ülkede yaşamak zorunda kalan insanların hikâyelerine ve gerçek olaylara dayanarak eserde yer verilmiş olan, genç karakterlerin çeşitli ilişkilerine konuk olduğumuz bir eser. Filmin imdb profili:  https://www.imdb.com/title/tt0101985/