Bir İzleyicinin Gözünden: Altyazı Çevirilerinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Çevirmenlerin birçoğunun amatör bir ruhla, bunu bir hobi ve zevk olarak görüp yaptıkları altyazı çevirilerinde bazen dikkat etmedikleri olumsuz noktalar olabiliyor. Bir izleyici olarak gözlemlerimden yola çıkarak bu konu hakkında çevirmenlerin daha dikkat etmesini umduğum noktalara dikkat çekmek istedim. Belki okuyan kişilerde yazılanlara dair bir fikir kalabilir, çeviriler daha ideal hale gelebilirse buna katkı sağladığım için sevinirim. Burada yazdıklarımın bazılarını bizzat çevirmenlere ilettiğim, hatta bir çeviri forumunda, tahammülsüzlük yüzünden kovuluncaya dek anlatmaya çalıştığım olmuştu. Detaylı anlatımıma geçmeden önce, idealist bir şekilde dilimize nitelikli Türkçe altyazılar kazandıran tüm çevirmenlere bir izleyici olarak teşekkür etmek istiyorum.

Zaten Maddi Kazancım Yok

Öncelikle, bir çevirmen ''ben zaten bu filmi hiçbir maddi çıkar gözetmeden çeviriyorum'' diye çevirisine yaklaşarak bir filme altyazı hazırlamamalı. ''Ben zaten fedakarlık yapıyorum, yaptığım işe minnet duymalısınız'' diye bu eyleme yaklaşmamalı. Çünkü o filmi hızlıca ve özen göstermeden Türkçeye kazandıran bir çevirmen, altyazıyı gerekli ortamlara yüklediğinde, o film zaten çevrilmiş diye düşünüldüğünden yeni ve daha nitelikli bir çevirinin önünü kesmiş oluyor.

Suyun Suyu

Mümkünse, İngilizce dışındaki her yabancı dilden çevrilen film, o filmin İngilizce altyazısı üzerinden değil de, filmde geçen dili bilen bir kişi tarafından çevrilmeli. Altyazı çevirmenlerinin tamamına yakını İngilizce olmayan yabancı filmleri İngilizce altyazı üzerinden çeviriyor. Bunun yaratabileceği yetersizlikler bir yana, bu durumlarda çevirmenler altyazıya şu dilden çevrilmiştir diye not düşmeli; özgün dilin baz alınmadığı durumlarda da. Altyazı çevrilmeden önce ve çeviri bittikten sonra film, çevirinin yapıldığı altyazıyla ve Türkçe altyazıyla izlenmeli. Böyle yapılması, anlam hatalarını ve var olabilecek sorunları görmeyi kolaylaştıracaktır. İmla kurallarına dikkat edilmeyen bir altyazı, izleyiciyi, en azından beni, oldukça rahatsız ediyor ve altyazının niteliği hakkında izleyicide, en azından bende, şüphe yaratıyor.

Özgün İsme Saygı

Filmlerin adı özgün haliyle altyazıya yansıtılmalı. Yani jenerikte Das Boot yazısını gördüğümüzde altyazıda Mukaddes Vazife yazmamalı. Ya da North by Northwest yazısını gördüğümüzde altyazıda Gizli Teşkilat yazmamalı. Bu tip kullanımları Imdb'de o filmin başlığında yer alan Türkçe ada ya da o filmin Türkiye'de yayınlanırken aldığı ada dayanarak yapsalar da filmin adını yansıtmayan bir çeviri, o eserin yaratıcısına bir hakarettir diye düşünüyorum. İzleyici olarak, filme kendi görüşlerine ve ticari kaygılarına göre ad takanların koyduğu adı değil, filmin gerçek adının anlamını merak ediyorum.

Üst Üste Binen Altyazılar

Altyazıların birbirleri ile birleştirilmesi seyir zevkini olumsuz etkiliyor. Örneğin bir sahnede bir kadın ve bir erkek diyalog halindeyken bu iki kişinin de sözlerini aynı anda ekranda görebiliyoruz. Erkek kadına seni seviyorum diyor ve kadının ne diyeceğini bekliyor ancak altyazıda hem seni seviyorum sözü hem de ben seni sevmiyorum sözü aynı anda alt alta göründüğünde filmin heyecanı kaçıyor; çünkü az sonra ne deneceğini önceden öğrenmiş oluyoruz. Bu yüzden, sadece o an konuşulan şey çevrilmeli. Ayrca, bazı senkronizasyon problemleri yüzünden konuşma gerçekleşmeden bir iki saniye önce, konuşulacak olanı okuyabiliyoruz. Bu olumsuz durum da seyir kalitesini azaltıp heyecanı ve merakı baltalayabiliyor. Altyazı zamanlamasını değiştirerek bunu düzeltebilsek de, altyazı hazırlanırken buna dikkat edilmesi daha rahat bir izleyişe imkan tanıyacaktır.

Şarkılar Unutulmamalı

Gelelim şarkılara. Bir altyazı forumunda çevirmenlere en çok bu konuda eleştiride bulunmuştum. Şarkı da filmin bir parçası ve yönetmenler şarkıları genellikle filmle oldukça anlamlı ve uyumlu bir şekilde kullanıyorlar. Sesini duyduğumuz şarkının ne anlama geldiğini, sözlerinin nasıl olduğunu bilmek izleyicilerin hakkıdır diye düşünüyorum. Bunun dışında, filmde, bir duvarda, bir durakta bariz bir şekilde görülebilen yazılar da çevrilmeli. Çünkü o yazılar bize birçok şey anlatabiliyor. Ayrıca jenerikte geçen kamera asistanı, yapımcı, senarist gibi ifadeler de çevrilmeli.

Film Bitmeden Film Bitmesin

Çevirmenler, genellikle filmin hem başına hem de sonuna isimlerini ya da takma adlarını yazıp o çevirinin hangi tarihte ve nerede yapıldığını anlatıyorlar ve filmin başında biz izleyicilere iyi seyirler diliyorlar. Filmin başında bunu yapmaları gayet doğalken filmin sonunda bunu yapmaları bazen sinir bozucu olabiliyor. Filmdeki son konuşma da gerçekleştikten sonra pat diye karşımıza çıkıveren ''son'' yazısı ya da çevirmenin kendisine ait bilgiler bize o filmin sona erdiğini, artık konuşma olmayacağını anlatıyor. Ancak, yönetmen bize filmin bittiğini göstermeden çevirmen altyazısıyla bunu bize gösterdiğinde heyecanımızı kaçıran bir durum ortaya çıkıyor. Bu yüzden, filmin tamamen bittiği ve jeneriğin karşımıza çıktığı görülmeden bize filmin bittiğini anlatacak altyazılara yer verilmemeli.

Türkçeye çevrilmeyi bekleyen bazı filmleri gösteren bu linki, bazı çevirmenlerin ilgisini çekebileceğinden buraya koymak istedim.

Not: Görselde Novecento filminin son anlarından bir kare ile karşı karşıyayız.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gölge Oyunu (1993)

Aaahh Belinda (1986)

Talihli Amele (1980)

Il était une fois... la vie (1987-1988) Bir Zamanlar... Yaşam

İlk Yarım Saatine Sabredebilirseniz Çok İyi Bir Film İzleyeceksiniz