Bu Dünyadan Olduklarına Şüphe Edilecek, Beyinleri İncelenmesi Gereken Dahi Yönetmenler

Bu yazı aklıma ilk olarak Dahi Yönetmenler şeklinde geldi. Sonra konuyla ve anlatmak istediklerimle ilgili olarak zaman içerisinde düşünürken Beyinleri İncelenmesi Gereken ifadesini de eklemek istedim. Son olarak bir diğer benzer ifade olan Bu Dünyadan Olduklarına Şüphe Edilecek ifadesini de eklemeden edemedim.

Hemen söyleyeyim, bu yazıda çok iyi yönetmenlerden ya da Dahi Yönetmenler'den bahsetmeyeceğim. Bu Dünyadan Olduklarına Şüphe Edilecek ve Beyinleri İncelenmesi Gereken Kişiler oldukları düşünülen kişilerle ilgili olarak kullanılan bu ifadeler daha çok mecazi anlamda kullanılıyor. O yüzden onlara dair çok fazla şey demeyeceğim.

Genellikle gerçek anlamda kullanılan bir ifade olan Dahi Yönetmen, Dahi Yönetmenler, Dahi Yazar, Büyük Bir Deha gibi ifadeler hakkında konuşmak istiyorum; yazdıklarımla. Bu kişileri yüceltmek ve övmek için kullanılan bu sözler çoğu zaman gerçek anlamda kullanılıyor ve o kişiler sanki doğuştan böyle bir yeteneğe sahipmiş, onlarınkisi bir yetenekmiş, ulaşılamaz bir şeymiş gibi anlatılıyor. Yani bir insan için deha unvanı yakıştırılırken o kişinin birikimi, çalışmaları, düşünmeleri ve hisleri sonucunda ortaya koyduğu eser bu yollardan geçerek ortaya konulmuş değil de o kişi deha olduğu için ortaya konulmuş gibi konuya yaklaşılıyor.

Günlük hayatta zaman zaman gözlemleyebileceğimiz üzere bazı insanlar bazı insanlardan doğal açıdan daha zekidirler; daha çabuk anlarlar, daha hızlı yaparlar, daha iyi şeyler ortaya koyabilirler. Ancak, kalıtsal bazı özelliklerin de etkili olabildiği bu farklar, büyük sanatçıların unvanlandırıldığı dahilik seviyesini yaratan şey, bana göre değil. Bir sanatçı eğer büyükse, ölmez ve unutulmaz bir eser vermişse bu o sanatçı dahi olduğu için verilmiş değildir çoğunlukla. Yani marifet dehada değil; bir insanın deha seviyesine ulaşmasını sağlayan yolda.

Sanki bir insan dahi olduğu için sanatında bu kadar iyiymiş gibi kolaycı bir yaklaşımla bakıldığı için o kişi ulaşılamaz, erişilemez bir noktadaymış gibi görülebiliyor. Dahilik yakıştırmasıyla bir kişi kutsallaştırılabiliyor. Halbuki diğer insanların da iyi eserler verebilmesi için önlerinde bir engel olduğunu düşünmüyorum.

Çalışarak, okuyarak, öğrenerek, araştırarak, düşünerek, sorgulayarak, izleyerek, hayatta yaşadıklarıyla tecrübe ederek -yaşadığı coğrafya ve o bölgede hakim olan kültür sonucunda da- bir sanatçı bir sanatçı oluverir. Bu yollardan en az birkaçından geçmeden bir insanın büyük bir eser vermesinin çok zor olduğunu düşünüyorum.

Bir yönetmenin verdiği büyük bir eser ne o kişi bu dünyadan olmadığı için, ne de beyninin incelenmesi gerekecek kadar olağanüstü bir beyin olmasından dolayı ortaya çıkmıştır. O kişi bu eseri doğal yollardan ziyade; herkesin ulaşabileceği, erişebileceği -hatta günümüz teknolojisiyle okuyup, izlemenin, araştırmanın ve ortaya bir eser çıkarmak için gerekli teknik malzemelerin daha erişilebilir olduğu; uzayan insan ömrü, daha iyileşen sağlık şartları sayesinde çalışmaya ve üretmeye daha çok vakit ayrılabilecek olan dünyamızda- iyi bir eser yapabilmesine deha olmadığı nedeniyle bir engel olmayan bu dünyada kendi birikimi ve çabalarıyla var etmiştir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gölge Oyunu (1993)

Aaahh Belinda (1986)

Talihli Amele (1980)

Il était une fois... la vie (1987-1988) Bir Zamanlar... Yaşam

İlk Yarım Saatine Sabredebilirseniz Çok İyi Bir Film İzleyeceksiniz