İçkiyi Buzlamak

Cumhuriyet bayramı öncesinde cumhuriyetimizle ilgili yapılmış, bana göre en güzel sinema eserimiz olan Cumhuriyet (1998)'de cumhuriyetin ilanının canlandırıldığı sahneyi Youtube'dan tekrar izlerken bu sahnenin hemen sonrasında cumhuriyetin kutlandığı bir yemekte içki içilen sahnede bardakların buzlandığını gördüm. Bu da, her gördüğümde aklıma bazı şeyler düşüren bu yasak çeşidine dair bir yazı yazmaya itti beni.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki yasal mevzuat ve kurallar o filmlerde sigaranın ve alkolün sansürlenmesini yani buzlanmasını emrediyorsa, bu videoları yükleyenler de bu nedenle böyle yüklüyorlarsa bundan dolayı onlar eleştirilemez ve suçlanamaz.

İçkiyi buzlamanın saçma bir yasak çeşidi olduğunu düşünüyorum. Televizyonlardaki dizilerde ve filmlerde bunlara rastlanabilmesinin yanı sıra televizyon yapımı filmlerin ya da yapım şirketlerinin sinema filmlerinin Youtube'a ya da kendi sitelerine yüklenmiş videolarında da rastlanabiliyor. 80'lerde, 90'larda yapılmış bir Türk filminin Youtube'a yüklenmiş videosunda da. Hatta burada bir başka sorun daha var ki bazen bazı filmlerde müzik olan kısımlar sessiz şekilde yükleniyor çünkü muhtemelen telife giriyor ve bu sesli kısımları kaçırmak filmin seyrini, onu daha iyi anlamayı ve hissetmeyi de engelliyor. Bari böyle kısımlarda arka planda aslında şu şarkı çalıyor diye not düşseler de biz de o anda başka bir yerden o şarkıyı açsak.

Konuyu odağından kaydırmadan tekrar içkiyi buzlamak konusuna dönmek isterim. Bir filmde içki içildiği için hadi ben de gidip içki içeyim dediğimi hiç hatırlamıyorum. Ya da bir filmi sansürlü şekilde izlerken alkollü içki dolu olduğu sanılan bardağın buzlanması sonucunda içkiden iğrendiğimi de hatırlamıyorum.

Buzlama konusunda sigara da var ama yazımda ondan bahsetmek istemedim. O da ayrı bir zorluk. Çünkü sigarayı buzlasanız da dumanı görünüyor sonuçta. Bu durumda dumanı da buzlamaya kalksanız ekranda ne görürüz bilmiyorum. Neyse, yazıda asıl bahsetmek istediğim nokta alkollü içki buzlamak konusu. Çünkü sigaranın sigara olduğu belli bir şey ama alkollü içki içerdiği varsayılan bardağın gerçekten alkollü içki içerip içermediği ayrı bir muamma. Bazı filmlerde bazı sahneler tekrar tekrar çekildiğine göre ve o sahnede karakterin alkollü içki tüketmesi gerektiğine göre onun gerçekten sarhoş olup oyunculuk yapamayacak duruma gelmesini önlemek için ya da oyuncu alkol tüketmeyi istemediği için ona alkol değil de su içiriyor olabilirler. Ya da boya katılmış, içki görünümü kazandırılmış bir içecek de içiriyor olabilirler. Sonuçta filmleri izlerken koku alma ya da filmin içine girip o içeceği tatma gibi bir olanağımız olmadığına göre o anda o sahnede rol alan bardağın içindeki içeceğin gerçekten alkollü olup olmadığını nasıl bilebiliriz?

Bir diğer sorun da, aslında birçok mantıksızlık bulabiliriz, şu: Bir film alkolün ne kadar kötü bir şey olduğunu, ana karakterinin alkolikliğinin onun kendi yaşamına ve başkalarının yaşamına verdiği zararları anlatıyor olabilir. Yani film tam bir Yeşilaycı olabilir. Bu durumda da o filmdeki içki bardakları buzlanacak mı? Kişinin gerçekten içki içtiğini daha iyi hissedebilmek için, onun içki içmesinin daha inandırıcı olabilmesi için onun içişini net şekilde görmemiz daha iyi olmaz mı? Sonuçta film, sonunda içki bağımlılığının o kişinin hayatını ne hâle getirdiğini anlatmaktadır.

Bazı filmlerde bazı alkolik karakterler işyerine bile ceplerinde alkol getirir. Sonra bunu kahve bardağına ya da içtikleri diğer zararsız içeceğin bardağına karıştırırlar. Bu durumda içi boşaltılmış (çünkü dik konumda tutmuştur ve bir damla bile kalmamıştır) içki matarası hâlâ buzlanmaya devam edecek midir? Çünkü içinde içki kalmadığına göre artık masum olması gerekir mantıken. Ayrıca garibim kahve bardağı artık içkiye bulandığına göre onun akıbeti ne olacaktır? Az önce o masumdu ama artık belki yarısı alkollü. Bu durumda yarısını mı buzlamak gerekir? Belki de bunlarla uğraşmamak için en iyisi her içecek içeren sahneyi filmden kesip atmak olabilir.

Bir de şöyle düşünelim: İçi boş da olsa, örneğin bir şarap ya da rakı bardağı pekâlâ alkollü içkiyi çağrıştırabilir. Çünkü onlar, o kullanılarak tüketiliyor. Eğer içki içilen sahne içkiye özendiriyorsa bu durumda çok estetik bir şarap ya da rakı bardağı da aynı etkiyi yapamaz mı? Ne güzel bir bardak, ne güzel içilir onunla, ne kadar da estetik demez mi birileri? O zaman ne yapmak gerekir? Bardağı kırmak güzel bir çözüm olabilir.

Bir filmde bir karakter boş bira şişelerini toplayıp onları satarak para kazanmaya çalışıyor olabilir. Ama burada şöyle bir sorun ortaya çıkabilir. Bir kişinin yoksulluğuna ve bunun nedenlerine, nasıl çözülebileceğine değil de o bira şişesinin içinin dolu mu yoksa boş mu olduğuna dair kafa yormak gerekebilir. Toplanan şişeler genelde boştur. Ama bazılarının dibinde kalmış olabilir sonuçta. E o zaman hangisini, nasıl buzlamak gerekir? Bence filmi yapanlar, buzlayıcılar böyle bir zorluk yaşamasınlar diye, hani mayın tarlalarının haritası olur ya, onun gibi bir işaretleme ile o sahnedeki hangi şişelerin dolu, hangilerinin boş olduğunu bildiren bir çalışma hazırlayabilirler. Peki aynı filmciler filmin başında, jenerikte şunu belirtirse ne olur: ''Filmde tüketilen tüm içecekler alkolsüzdür.'' Bu durumda da bardakları buzlamak gerekir mi? Peki tersi olursa: ''Filmde içilen tüm içecekler alkollüdür.'' Su fabrikasında geçen ve karakterlerin su içtiklerini tekrar tekrar söyledikleri sahneler olduğunu varsayalım. Al, bir bardak su iç desin örneğin birisi, birisine. Görüntü su gibidir, karakter de içilenin su olduğunu söylemektedir ama başlangıç jeneriğinde tüm içeceklerin alkollü olduğu söylenmişti. Bu durumda ne yapmak gerekir?

Görüntü ve söylenenle o sahnenin çekimi esnasındaki gerçeklik birbirinden farklı olabilir. Çünkü o bir filmdir ve kurgusaldır. İçki bardağı buzlanmasını her gördüğümde, aklıma o bardağın içinde gerçekten alkollü içecek olup olmadığı, eğer alkollü içecek yoksa niye buzlandığı, eğer alkollü içecek varsa bunun nereden bilindiği sorusu geliyor. Benzer bir durumu tiyatro oyunlarında da yaşıyorum. Ne yazık ki bazılarında içki içiyormuş gibi yapıyorlar ama bardağın boş olduğu çok net belli oluyor. Bu sahnelerde en azından içine alkollü olmasa da gerçekten bir içecek koysalar ya, içiyormuş gibi yapmak yerine bir şeyler içerek o sahneyi canlandırsalar ya diyorum. Ama belki çözümü onlar bulmuştur. Çünkü buzlayıcılık, tiyatro canlı olarak icra edildiği için mümkün değil. Bu durumda, biz içiyor gibi yaptık ama bardak boştu diyerek aslında hiçbir şey içmediklerini, dolayısıyla zararsız olduklarını söylemek istiyorlardır belki.

Kafa yordukça insan türlü türlü sorular soruyor, farklı farklı senaryolar, sorunlar ortaya çıkarıyor. Bunlardan bazıları sakıncalı da olabilir. Bu nedenle, buz gibi bir zeminin yani sayfanın üzerine yazılarak buza birçok çizik atılan bu yazıyı da sonlandırayım ki buz kırılmasın.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gölge Oyunu (1993)

Aaahh Belinda (1986)

Il était une fois... la vie (1987-1988) Bir Zamanlar... Yaşam

Talihli Amele (1980)

İlk Yarım Saatine Sabredebilirseniz Çok İyi Bir Film İzleyeceksiniz