Kapanış Jeneriğinde Filmdeki Karakterlerin Anlatılan Öyküden Sonra Gerçek Hayatta Neler Yaptıklarına Dair Notlar Verilmesi Üzerine
Karşılaştığımda mutlu olduğum, bir tür tatmin ve öğrenmenin huzurunu yaşadığım, iç rahatlığıyla ya da öykünün sonrasını öğrenmenin memnuniyetiyle o filmden ayrılmamı sağlayan bir şey: Kapanış Jeneriğinde Filmdeki Karakterlerin Anlatılan Öyküden Sonra Gerçek Hayatta Neler Yaptıklarına Dair Notlar Verilmesi. Bu durum bazı yaşamöyküsel ya da tarihsel filmlerde yaşanıyor. Gerçek hayattan uyarlanan bir öykü anlatılıyor ve o öykü bittikten sonra filmde hayatı anlatılan kişinin ya da kişilerin filmin yapıldığı yılda ne durumda olduğu, neler yaptığı, filmde anlatılanlardan sonra hayatlarının ne yönde ilerlediği kısa notlarla izleyicilere sunuluyor.
Örneğin ''Erkan ve Burcu bu olaydan altı ay sonra evlendiler; bir daha hiç ayrılmadılar. Çocukları Murat tıbbiyeli oldu ve günümüzde kendi muayenehanesinde çalışıyor. Erkan'ın hayatını kurtaran Kaan o olaydan bir yıl sonra İzmir'e taşındı ve ailesiyle mutlu bir yaşam sürüyor. Burcu'nun annesi Mine ise üç yıl önce kızının yanına taşındı'' gibi.
Bahsettiğim teknik, bir nevi kısa haber bülteni, aslında çok sevdiğim bir şey ve buralarda genellikle olumlu şeyler yer alıyor. Böylece filmde tanıdığımız o karakterlerin hayatlarının bir bölümünde yaşadığı zorluklardan, acılardan sonra artık huzura ermiş olduklarını düşünüyor, buna mutlu oluyor, huzur duyuyoruz. Tüm bunlardan olumsuz bir şey çıkarmaksa, yani bu anlatım tekniğinden olumsuz bir şey çıkarmaksa gerçekten de can sıkıcı olabilir. Bu yazımla belki böyle bir şey yapabilirim. Bu nedenle canınızı sıkarsam mazur görmenizi dilerim.
Film kendisine seçtiği karakterleri ve o karakterlerin öykülerinin bir kesitini anlatırken bir tercihte bulunuyor. Çünkü neredeyse hiçbir öykü en başından en sonuna kadar ayrıntılı şekilde anlatılamaz. Bir yerden itibaren başlamak, bir yerde bitirmek gerekir ve zaman atlamaları yapmak, bu atlamalar sırasında bir şeyleri anlatmamak gerekir. Zaman ve alan kısıtlı çünkü. Bir film bir öykünün belirli bir kısmını anlatmayı seçiyorsa neden asıl öyküsünü bitirdikten sonra kısa notlarla o öyküyü bir nevi devam ettiriyor ve özet geçiyor? Özet geçmek, hepimizin bildiği üzere bir anlatım sanatı değildir. Başlık vermektir. Haber vermektir sadece. Sinema bir anlatım sanatı olduğuna göre, öyküsünün sonundan sonra, yani son derece önemli bir yerde bir film anlatım yapmayı bırakıp özet geçmeyi neden tercih eder? Bu durumda ''mademki özet geçecektin o zaman az önce anlattığın filmdeki olayı da özet geçseydin, böylece birkaç saatimizi de almazdın'' denemez mi?
Bir başka açıdan da şöyle bakılabilir: Örneğin bu yazıyı yazmaya kendisini izledikten sonra karar verdiğim ve başlıkta bahsettiğim tekniği içeren The Hurricane (1999) filminde bir siyahinin haksız yere hapis yatması konu alınıyor. Film bu hapse düşüşü ve hapisteyken verilen hukuk mücadelesini konu alıyor. Ama bunları konu almasına rağmen öyküsünü bitirdikten sonra filmdeki karakterlerin öykünün bittiği zamandan sonra filmin yapıldığı zamana kadarki süreçte nasıl yol aldıkları da özet geçiliyor. Film, anlattığı öyküsünde kendisine seçtiği zaman dilimini kullanarak bilinçli bir tercih yaptığına ve bu zaman dilimi içerisinde eleştirilerini dile getirdiğine, yanlışları anlatmaya çalıştığına göre bu filmin asıl derdinin bunlar olduğunu pekâlâ söyleyebiliriz. Film ırkçılığı, nefreti, bunlara maruz kalan birinin yıllarının hapiste geçmek zorunda kalmasını ve bunlara karşı verilen mücadeleyi anlatarak bir insanlık duruşu ve siyasi duruş gösteriyor aslında. Yani asıl anlatmak istedikleri bunlar ve bunları da çok güzel anlatıyor. Peki bunları anlatıp asıl amaca ulaştıktan sonra filmin asıl amacıyla alakası olmayan bir yöntemle o filmdeki karakterlerin anlatılan öyküdeki zamandan sonra hayatlarının nasıl geçtiğini özet geçmek gerekiyor mu? Eğer film o karakterlerin o olaydan sonraki hayatlarını merak ediyor ve doğrudan önemsiyor idiyse o zaman zaten bunu kendisine konu seçip bunları izleyicilerine göstermez miydi? Kapanış Jeneriğinde Filmdeki Karakterlerin Anlatılan Öyküden Sonra Gerçek Hayatta Neler Yaptıklarına Dair Notlar Verilmesi tekniği aslında bir filmin anlatmayı tercih etmediği şeyleri de o filme ekleyerek, hem de filmin en sonu gibi çok önemli bir yere ekleyerek, asıl konusundan ve asıl öyküsünden bir tür sapma yaşamasına neden olmuyor mu?
Konuya bir de tersten bakmanın yararlı olabileceğini düşünüyorum. Kapanış Jeneriğinde Filmdeki Karakterlerin Anlatılan Öyküden Sonra Gerçek Hayatta Neler Yaptıklarına Dair Notlar Verilmesi yöntemini kullanan bir film bu özet geçme kısmı olmadan da yapılabilir mi? Pekâlâ yapılabilir. Bu yöntemin kullanılmasıyla son bulan bir filmden o kısmı çıkarırsak o film bir şey kaybeder mi? Sadece biyografik ya da tarihsel bazı bilgiler kaybedilir; filmin anlatmayı seçtiği öykünün kendisine dair hiçbir şey kaybedilmez çünkü bu anlatmak istediğini zaten anlatmıştır. Ayrıca şuna da değinmek gerekir ki bu paragrafta bahsettiğim ''bunlar çıkarılsa ne değişir ki?'' sorgulaması, bahsedilen ''notlarla özet geçme'' tekniğinin filmin başına konması açısından da değerlendirilebilir. Bazı filmler notlarla özet geçme tekniğini yapıtın başında kullanıyor ve bizi birazdan anlatılacaklara hazırlıyor, onları daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Örneğin öykünün hangi zaman diliminde, hangi ülkede, nasıl bir siyasi ortamın içinde geçtiğine dair notlar veriliyor ve bu sayede yapıta daha bilinçli bir şekilde konuk olmaya başlayabiliyoruz. Dolayısıyla bu tekniğin filmin başında kullanılması doğru ve yararlı bulunabilir. Ama filmin sonunda kullanıldığında bu teknik, ortada anlatılacak bir öykü olmadığı için ve yeni bir öyküye başlanmadığı için aslında havada kalıyor.
Bazı öykülerin sonrasını bilmek gerekmediğini düşünüyorum. Çünkü bizi o öyküyle baş başa getiren şey o öykünün kendisidir. Öyküyü yazıp anlatan için de onu bu eyleme iten ve ortaya koyduğu yapıtı var eden şey öykünün kendisidir. Öykünün sonrasına odaklanmak bir nevi öykünün aslından uzaklaşmak anlamına geliyor. Çünkü öyküde hangi zaman diliminin ve hangi olayların yer alacağı bilinçli bir tercihtir; ben bunları anlatmak istiyorum ve bunları şu bağlamda anlatacağım, bunlarla şu sorunlara dikkat çekeceğim, şunları yereceğim demektir. Yapıt sahibi bunlara odaklanıp bunları başarılı bir şekilde izleyicisine sunup anlattıktan sonra öykü zaten tamamlanmıştır. Çünkü o öyküyü var eden o anlattıklarıdır. Anlatılandan sonra ne olduğu öykünün kendi dünyasında olup bitenden ayrı bir dünyadır.
Yorumlar
Yorum Gönder