Le Comte de Monte Cristo (1998)

Fransız Edebiyatı'nın en önemli klasiklerinden olan Monte Cristo Kontu'nun dört bölümlük uyarlamasında, bu ülkenin en büyük aktörlerinden Gérard Depardieu'nün başrolüyle; birkaç alçağın kötülüğü yüzünden gençliğini zindanda yitiren mert denizci Edmond Dantès'in küllerinden doğuşuna, intikam ateşiyle yanışına dair harika bir öyküye konuk oluyoruz Le Comte de Monte Cristo (1998)'de.

Oldukça uzun bir roman olan Monte Cristo Kontu'nun detaylı ve başarılı bir uyarlaması olan Le Comte de Monte Cristo (1998)'de; kendisine yapılan kötülüğe zaman zaman intikam arzusuyla, zaman zaman bilgece bir sabır ve bundan habersiz düşmanları için korkutucu bir planla yaklaşan, Tanrı'nın kötülere hak ettiği gibi davranmadığını düşünüp bu kötülerin cezalandırılması, adaletin sağlanması, aynı zamanda intikam için elinden geleni yapan; kendisine bilgeliğin yanı sıra büyük bir hazine de bağışlayan hapishane arkadaşı Faria'nın öğrettikleri ve içindeki duygular ile hareket eden bir ana karakteri içeren bir öyküye sinema penceresinden konuğuz.

Romanla Le Comte de Monte Cristo (1998) arasında ne gibi farklar var?

Ön uyarı: Bu kısım çıtlatı içeriyor.

Romanda Monte Cristo Kontu uşaklarıyla, yardımcılarıyla birer arkadaş gibi değil, aralarındaki mesafeyi koruyan, efendi-hizmetkâr ilişkisi içinde, onlardan yardım alan değil hizmet alan ve bağımsız biri olarak yer alıyor. Bu kısa dizide ise uşağı Bertuccio ile aynı zamanda bir yakın arkadaş gibi bulunuyor. Romanda Bertuccio Savcı Villefort'a kardeşinin ölümünü araştırmayı reddettiği için düşman olur ama kısa dizide Bertuccio'nun bu geçmişi anlatılmıyor. Romanda Monte Kristo Kontu'nun en önemli uşağı Ali. Ali, sadece emirlere harfiyen itaat eden, bunlar hakkında efendisi ile herhangi bir sohbet etmeyen, işini iyi yapan bir adam. Romanda Tepedelenli Ali Paşa'nın kızı Haydee'yi kont kendisi İstanbul'da satın alıyor ama kısa dizide buraya bir adam göndertip ona satın aldırttırıyor. Romanda Monte Cristo hiçbir kadınla birlikte olmuyor ama dizide bir dul kadınla ilişki kuruyor. Romanda ilerleyiş geçmişe dönüşlerden ziyade düz akışla gerçekleşiyor ama kısa dizinin özellikle başlarında zaman zaman geçmişe dönüşler bulunuyor. Romanın sonunda Edmond ile Mercedes yeniden sevgili olmaz ama dizinin sonunda tekrar birbirlerine kavuşurlar. Bazılarının hikâyeyi belirli bir süreye sığdırabilmek için tercih edildiğini düşündüğüm bu noktalar dışında, dizinin bu harika ve uzun soluklu intikam hikâyesini çok başarılı bir şekilde ekrana taşıdığını düşünüyorum.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gölge Oyunu (1993)

Aaahh Belinda (1986)

Talihli Amele (1980)

Il était une fois... la vie (1987-1988) Bir Zamanlar... Yaşam

İlk Yarım Saatine Sabredebilirseniz Çok İyi Bir Film İzleyeceksiniz