Bir Kitaptan Uyarlanan Filmler ve Yaratılan Filmler

Geçmişte, belki hala, bir kitabım olsa ve bir yönetmen bunu sinemaya uyarlamak istese buna izin verir miydim, vermez miydim diye düşündüğüm oldu, olabiliyor. İlk zamanlarda, buna izin vermezdim diye düşünüyordum. Daha çok film izledikçe, benim kitabım olsa da, filmi çekilse, güzel olur diye düşündüm. Son zamanlarda bazen aklımda yeniden misafir olmaya başladı bu konu. Peki siz, izin verir miydiniz, ister miydiniz yoksa karşı mı çıkardınız?

İzin vermezdim diye düşündüğüm zamanlarda; olası bir, filmin kitabın önüne geçmesi durumunun beni rahatsız edeceği, insanların belki birçoğunun kitabı okumaktansa filmi izlemekle yetineceği hatta bazılarının, filmin bir kitaptan uyarlanmış olduğuna bile dikkat etmeyeceği; dolayısıyla da, var olan bir şeyi farklı bir biçimde ortaya koyan insanların, olmayan bir şeyi sadece kendi yaratıcılığıyla var eden bir kişinin önüne geçeceği düşüncesi beni rahatsız ederdi. Bir de, muhtemel bir, popüler kültür etkisiyle bir anda parlayıp sönen, tüketilip giden bir şeye sahip olmaktansa yavaş yavaş ama sağlam bir şekilde kendine yer edinen bir esere sahip olmak düşüncesi taşıyordum. Ayrıca, filmin güzelliği ve kalıcılığı, büyük oranda kitaptan bağımsız olarak, o filmi yapanların yeteneğine bağlı olacaktı.

İzin verirdim diye düşündüğüm zamanlarda; izlediğim birçok filmin bir kitaptan uyarlanmış olduğunu görmek benim de bir eserim olsa da, izlediğim örneklerdeki gibi güzel bir şekilde sinemaya uyarlansa ve kendine orada da bir biçim bulsa; filmi sayesinde kitabım daha bilinir ve okunur olsa gibi düşünceler beni buna memnun kıldı.

Bu yazıyı yazarken aklıma yıllar önce okuduğum ve birçok detayını unutmuş olmama rağmen Nabokov'un Lolita adlı eseri geldi. Bu eserin bir yerinde yazar, bir sahneyi anlatırken, eğer kitap filme çekilecek olursa bu sahnede kameranın nereye odaklanması gerektiğini yönetmenden rica ediyordu. Sinema ve edebiyat ilişkisine oldukça hoş bir örnek olan bu durum kitabı sinemaya uyarlayan Kubrick tarafından dikkate alınmış mıydı yoksa alınmamış mıydı şimdi net olarak hatırlayamıyorum ama dikkate alındığına eminim.

Şimdiki düşüncelerime göre bu yazının ikinci paragrafına daha yakınım. Sinemacıların, yönetmenlerin, senaristlerin edebiyattan bol bol beslenmelerini bir izleyici olarak takdir ediyorum ve beğeniyorum ancak kendi eserlerini yaratırlarken bunu kendi yaratıcılık ve özgünlükleriyle yaratmalarının daha da güzel olacağını düşünüyorum.

Başlıkta geçen Bir Kitaptan Uyarlanan Filmler ve Yaratılan Filmler ifadesinden bir yanlış anlaşılma çıkabileceği için belirtmeliyim ki; ''bir kitaptan uyarlanan filmler yaratılmış değildir, bir kitaptan uyarlanmayan filmlerse yaratılmıştır'' anlamını kast etmiyorum bu başlıkla. Sinema, bir kitaptan uyarlanmış muhteşem filmlerle de dolu bir sanat dalı. Yaratılan filmlerden kastım, sinemacının filmin senaryosunu bir kitaptan uyarlamadığı ve kendisinin kurup, düşünüp, yazıp, hayal edip yarattığı filmler.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gölge Oyunu (1993)

Aaahh Belinda (1986)

Talihli Amele (1980)

Il était une fois... la vie (1987-1988) Bir Zamanlar... Yaşam

İlk Yarım Saatine Sabredebilirseniz Çok İyi Bir Film İzleyeceksiniz