Sanat Filmi Nedir?

Sanat filmi nedir sorusunu kendimce cevaplamaya başlamadan önce sinemanın ilk zamanlarına yönelmekte fayda görüyorum. 1896 yılında Lumiere Kardeşler tarafından çekilmiş olan ve kısa bir belgesel niteliği taşıyan Bir Trenin La Ciotat Garı'na Varışı adlı film sinemanın başlangıcı sayılıyor.

Lumiere Kardeşler bu filmi neden çekti? Bir şeyler deniyorlardı. Yeni bir şeyler buluyorlardı. Yeni bir biçim yaratıyorlardı. Halkın alelade yaşamını kendi yöntemleriyle yansıtmak istiyorlardı. İçlerinde bunları yapmak isteği ve zihinlerinde bunları nasıl yapacaklarına dair işlemler, fikirler dönüyordu. Sinema böyle amatörler, heveskarlar, anlatıcılar sayesinde bir sanata dönüşebilmiştir diye düşünüyorum.

20. yüzyılda kendi yerini bulan ve diğer sanatlara nazaran çok büyük bir gelişme kat edip kısa sürede dünyayı etkileyebilen bir sanata dönüşen sinema maddi kaygıların etkisi altına girme tehlikesini birçok kere yaşamış, hala da yaşamaya devam ediyor. Eğer bir sinemacı yeterli maddi güce sahip değilse ne yazık ki, filmini yaparken acaba burayı şöyle yapsam bu film daha çok izlenir mi, şurada şu olsa da insanlar filmi daha rahat anlasa gibi türlü kaygılarla boğuşmaya doğru kayıyor. Çünkü o işinden para kazanmak ve diğer işleri için bir altyapı oluşturmak amacı taşımak zorunda kalıyor. Bir de sinemayı çıkış yapma, ünlü olma ve kısa yoldan para kazanma yolu olarak görenler var. Bu kişiler aslında zeki kişiler olup halktan nasıl kar elde edebileceklerini biliyor olmalarına rağmen sinemanın kabaca gişe sineması ve sanat sineması diye ikiye ayrılarak asıl işlevini kaybetmesine destekleyici güç oluyorlar.

Bana göre, sanat filmi nedir sorusuna şöyle cevap verilebilir: Sinemacının, tıpkı bir gerçek edebiyatçı gibi kendi dertlerini, kendi düşüncelerini, umutlarını, hayallerini, acılarını, kaygılarını anlatmaya çalıştığı ve bunu yaparken kendi benliğini bazı çıkarlar uğruna hiçe saymadığı; estetik ve edebi bir güzellik taşıyan, izleyenlerinde zevk verme, düşündürme, farklı pencereler açma, hayal etme, etkilenme gibi farklı duygulara yol açabilen; büyük bir zihnî altyapı ve emek taşıyan eserlere sanat filmi denilebilir.

Bu tip jenerik ve kalıp ifadeleri çok seven biri olmasam da bloğumun adını bu yönde koymuştum. Yeri gelmişken belirtmek isterim ki film önerileri paylaşırken bu sanat filmidir, bu değildir gibi bir standartlık içinde değil; kendi beğeni ölçütlerim ve paylaşılan filmlerin insanlara neler katabileceği konusunu baz alarak film tavsiyeleri gerçekleştiriyorum.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gölge Oyunu (1993)

Aaahh Belinda (1986)

Talihli Amele (1980)

Il était une fois... la vie (1987-1988) Bir Zamanlar... Yaşam

İlk Yarım Saatine Sabredebilirseniz Çok İyi Bir Film İzleyeceksiniz